Geçtiğimiz günlerde Forbes, dünyanın en iyi iş – yaşam dengesine sahip şehirlerini açıkladı. Pek çok kritere göre belirlenen listedeki ilk 25 şehir içinde ise Türkiye’den herhangi bir şehir yer almıyor.
Listenin ilk sıralarında yer almak ise sanıldığı kadar kolay değil. Zira liste hazırlanırken dikkat edilen kriterler arasında gelir – emlak fiyatları oranı ve Dünya Mutluluk Endeksi sıralamasında kaçıncı sırada olunduğu gibi faktörler yer alıyor.
Dünya Mutluluk Endeksi, yüzümüzün bir türlü gülmediği listelerden biri. Geçtiğimiz yıl listenin 112. sırasındaydık, bu yıla ise 106. sıraya kadar yükseldik. Yani sadece mutlu olmadığımız için bile İş – Yaşam Dengesi Endeksi sıralamasında bir hayli geriye düştüğümüzü söylemek mümkün.
İş – Yaşam Dengesi Endeksi, çalışanların ne kadar mutlu olduğuyla doğrudan ilişkili.
Çalışanların mutluluğu, İş – Yaşam Dengesi Endeksi sıralamasını belirleyen en büyük etkenlerden biri. Zira bu endeksi belirleyen etkenlerin ortak noktası da bu. İş – Yaşam Dengesi Endeksi sıralaması belirlenirken dikkat edilen kriterler şöyle:
- Dünya Mutluluk Endeksi sıralaması,
- Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi sıralaması,
- Ortalama çalışma saatleri,
- Asgari yasal yıllık izin,
- Emlak fiyatının gelire oranı,
- Uzak ve hibrit çalışmaya açık pozisyonların oranı,
- Doğum izni politikası,
- Kişi başına düşen park ve tabiat koruma alanları,
- İşsizlik oranı,
- Güneş ışığı saatleri.
Yukarıdaki kriterler baz alınarak hazırlanan listedeki ilk 25 şehri arasında maalesef Türkiye’den herhangi bir şehir yer almadı. İlk sırada Kopenhag – Danimarka, ikinci sırada Helsinki – Finlandiya, üçüncü sırada ise Stockholm – İsveç yer aldı.
Peki çalışanların en mutlu olduğu şehirlerde çalışma koşulları nasıl?
1. Kopenhag, Danimarka
Danimarka’da çalışanlar, esnek çalışma saatlerine ve en az beş haftalık yıllık izin olanağına sahipler. Üstelik işsizlik oranları da %2,4’lük oranla pek çok Avrupa ülkesinden çok daha düşük.
Aynı zamanda Danimarka’nın çalışılabilecek en iyi şehirlerden birine sahip olmasının bir diğer sebebi de doğum sonrası hem anneye hem babaya 52 haftalık doğum izni hakkı tanınıyor olması.
Ülke genelinde çalışma saatlerine ilişkin herhangi bir kural bulunmuyor. Şehrin genelinde haftalık 37 saatlik çalışma sistemi uygulanıyor ancak bu çalışma saati işveren ve çalışanlar arasında yapılan toplu sözleşmeler ile belirleniyor.
2. Helsinki, Finlandiya
Dünya Mutluluk Endeksi sıralamasında birinci sırada yer alan Finlandiya da, yine Danimarka’da olduğu gibi ebeveynlere eşit doğum izni imkânı tanınıyor. Aynı zamanda yıllık beş haftalık yıllık izinle çalışanların yorgunluğunu atması ve tamamen dinlenmiş bir şekilde işe dönmesi sağlanıyor.
Kişisel yaşamına da zaman ayırmak isteyen çalışanlar için de pek çok şirket tarafından hibrit veya uzaktan çalışma olanağı tanınıyor. Aynı zamanda tüm bunlar esnek çalışma saatleriyle destekleniyor.
Haftalık 40, günlük 8 saati geçmeyecek şekilde ayarlanan çalışma saatleri sebebiyle de çalışan kişilerin kişisel hayatlarına zaman ayırması sağlanıyor. Üstelik daha kısa çalışma saatleri uygulamak isteyen işletmeler için de herhangi bir engel bulunmuyor. Bu sebeple ülkenin pek çok yerinde çalışma saatlerinin daha kısa olduğu işletmeler mevcut.
3. Stockholm, İsveç
Pek çok müze ve külterel yapıya sahipliği yapan Stockholm’de de uzaktan ve hibrit çalışma imkânı tanıyan iş yerleri büyük bir çoğunlukta. Elbette çalışanlar da şehirde diledikleri gibi gezip eğlenebiliyorlar çünkü 25 gün yıllık izin hakkına sahipler.
Şehirdeki iş merkezlerinin %46’lık bir kısmı uzaktan ve hibrit çalışma imkânı sunuyor. Stockholm’deki şirketlerin çoğunluğunda, çalışma saatleri 09:00-16:00 veya 10:00-15:00. Haftalık 40 saatlik çalışma sistemi yaygın olsa da kimi yerlerde fazladan mesai yapılabiliyor. Elbette ki fazla mesai yapan çalışanlar, ücretlerini de alıyor.
Doğum izni hem anne hem baba için toplam 480 gün olarak belirlenmiş. Böylece anne de baba da 240 günlük ücretli izinleri sayesinde çocuklarının en çok ihtiyaç duyduğu dönemde yanında olabiliyor. Aynı zamanda yine çalışan ebeveynlere, çocuklarının hastalanması durumunda da izin veriliyor ve maaşlarının %80’i devlet tarafından ödeniyor.
4. Oslo, Norveç
Dünya Mutluluk Endeksi sıralamasında altıncı sırada yer alan Oslo, genel olarak oldukça pahalı bir şehir. Aynı zamanda da çalışanların en yüksek maaşı aldığı şehirlerden biri, bu sebeple de insanlar yüksek yaşam kalitesine sahip ve zorlanmadan geçimlerini sürdürebiliyor.
Örneğin bir plan yaptınız veya bir kursa yazıldınız ama aynı zamanda yeni bir işe de girdiniz. Oslo’daki pek çok şirket, esnek çalışma saatleri imkanı tanıyarak; çalışanlarının çeşitli aktivitelere katılmasına ve kişisel yaşamlarına göre iş hayatlarını da şekillendirebilmelerine izin veriyor. Haftalık 40, günlük 9 saatlik çalışma sistemi uygulanıyor ve fazla mesaiye kalmanız halinde de ücretiniz yine devlet güvencesi altında ödeniyor.
5. Auckland, Yeni Zelanda
Avrupa ülkeleri dışında ilk 10’a girebilen tek şehir olma özelliğine sahip Auckland’de insanlar ortalama 26,3 saat çalışıyor. Tam zamanlı çalışanlar yılın dört haftası ücretli izin ve 11 gün resmî tatil hakkına sahip. Auckland’in işsizlik oranı %3,2 ile ülke geneline kıyasla bile oldukça düşük.
Yeni Zelanda genelinde haftalık 5 gün, 40 saatlik çalışma sistemi uygulanıyor. Yine ücret karşılığında fazla mesai yapılabiliyor.
6. Göteborg, İsveç
Çalışanların sosyal yaşantılarına önem veren bir diğer ülke de İsveç. Göteborg şehrinde yaşayan insanlar, 25 gün yıllık izin hakkına sahip. Aynı zamanda şehirdeki iş ilanlarının %42’si uzaktan veya hibrit çalışma imkânı sunuyor. Böylece çalışanlar kendi sosyal yaşamlarına vakit ayırabiliyor.
7. Reykjavik, İzlanda
Başkent Reykjavik, doğasıyla olduğu kadar yaşam kalitesiyle de büyük bir üne sahip. Şehirdeki işverenlerin büyük bir kısmı esnek çalışma saatlerini benimsemiş durumda. İş ilanlarının %46’sı da uzaktan veya hibrit çalışma imkânı sunuyor.
Aynı zamanda bu esnek çalışma saatleri 24 gün yıllık izin ve 12 gün resmî tatil hakkıyla da destekleniyor. Böylece çalışanlar özel hayatlarına da zaman ayırabiliyor. Üstelik kuzey ışıklarını da yılda 7-8 ay boyunca izleme fırsatları var.
8. Viyana, Avusturya
Açık hava etkinlik alanları, zengin kültürel faaliyetleri ve eşsiz dokusuyla Viyana; hem çalışılıp hem yaşanabilecek en iyi şehirlerden bir diğeri. Başkentte ücretsiz sağlık ve eğitim de dahil olmak üzere pek çok ücretsiz sosyal hizmet sunuluyor.
Çalışanlar, çalıştıkları saate göre ortalama 5 haftalık yıllık izin ve 13 gün resmî tatil imkânına sahiptir. Yalnızca %2,3’lük işsizlik oranına sahip bölgede hibrit ve esnek çalışma saati olanağı tanıyan iş yerlerinin sayısı da her geçen gün artmaktadır.
9. Edinburgh, İskoçya
Yıllık 28 günlük izin ve 39 haftalık ücretli doğum izni imkânı sunulan Edinburgh, çalışanların eşsiz tarihi güzelliklerini ziyaret etmelerine olanak tanıyor.
Çalışanların sosyal hayatlarına verdiği önem sayesinde de bu listede ilk 10’a girmeyi başaran ilk Birleşik Krallık şehri olmayı başardı.
10. Belfast, Kuzey İrlanda
Listedeki en düşük yaşam maliyetine sahip şehirlerden biri Belfast. Insanlar, kazandıkları parayla rahat bir şekilde yaşayabiliyor ve kazandıkları paraya kıyasla mülk fiyatları da oldukça dengeli. Nitekim doğum izni ve yıllık izin konusunda da oldukça cömert bir şehir.
Gelelim bize… Türkiye neden bu listede yok?
Elbette ülkemizin de bu listede olmasını, hatta birinci sırada yer almasını hepimiz gönülden isterdik. Ancak maalesef listede yer alacak kadar iyi bir iş – yaşam dengesine sahip değiliz.
Örneğin listedeki pek çok şehirde kira ve ev fiyatları, insanların aldıkları maaşa göre dengeli. Türkiye için bunu söylemek ise henüz mümkün değil. Zira “Alan alıyor!” diyenlerden çok; ev alamayan, hatta kiraya bile çıkamayan birey var.
İşsizlik oranlarına baktığımızda ise listedeki hemen her şehirde %2-3’lük bir oran varken; Türkiye’de işsizlik oranı %9,7 olarak açıklandı. Yine pek çok ülkenin aksine; ülkemizde hala tam bir cinsiyet eşitliği söz konusu değil. Bazı meslekler “kadınlar”, bazı meslekler “erkekler” için algısını da bir türlü yıkamadık.
Türkiye’de çalışan insanların büyük bir kısmı yasal yıllık izin hakkını kullanamıyor veya bu hakka resmi olarak hiç sahip olmuyor. Tatil de yapmıyorlar, ne yapıyorlar? Fazla mesai yapıp, ücretini al(a)mıyorlar… Maalesef ki ülkemizde çok sayıda insanın yaşadığı durum bu. Denetlemeden kaçan, denetlenmeyen veya “bir yolunu bulan” pek çok şirket, binlerce çalışanının parasını yiyor. Uzaktan veya hibrit çalışma imkanıysa çoğu çalışan için hayalden öte değil.
Yani Elalemin Jhon’ları Ryan’ları her sabah kalkıp güneşi selamlıyorken; bizim sabahtan akşama kadar çalışan işçimizin güneşi görecek hali bile kalmıyor. Tüm bunlar birleştiğinde de elbette bu gibi listelerde ülkemizin adını görmemiz pek mümkün olmuyor.