28 Nisan 1988 yılında Hawaii’den kalkan Boeing 737 uçağı, 1 saat sonra Honolulu’ya varmak üzere yola çıkmıştı. Kalkıştan yalnızca birkaç dakika sonra ise yalnızca filmlerde şahit olabileceğimizi düşüneceğimiz dehşet verici bir şey oldu.
First class kabininin çatısı patlayarak havaya uçan uçuşta yolcular, gövdesi açılmış bir şekilde gökyüzünde ilerliyordu. Bir yandan soğukla mücadele etmeye çalışırken diğer yandan oksijensiz kalmışlardı.
13 dakika süren bu korkunç olay, muhtemelen onlar için 13 yıl gibi geçmişti. Düşüncesinin bile insanı paniğe sokan kazanın detaylarına birlikte bakalım.
Boeing 737 uçağı, ortalama ömrünü tamamlamasına rağmen günde 8-9 uçuş yapmaya devam ediyordu.
10.000 saatten ve 90.000 uçuştan fazla deneyime sahip 19 yıllık bu uçak, aslında bir bakıma “yaşlıydı”. Ortalama ömrünün 9-10 yıl üstünde olmasına rağmen kalkış öncesi muayenelerde normalin dışında bir şey kaydedilmemişti, uçuşa elverişli raporu vardı.
Uçağın bir bölümünde yer alan çatlak, uçağa binen bir yolcunun gözüne çarpmıştı fakat böyle bir şeyin fark edilmediğini düşünmemişti. Personellerin haberi olduğunu varsayarak kimseye haber vermemişti.
Kalkıştan birkaç dakika sonra dehşet verici anlar yaşanmaya başlamıştı.
Yolcular uçağa yerleşti ve kalkışa geçildi. Bu yolculuk, gün içinde sürekli bir adadan diğerine giden uçağın o günkü 7. uçuşuydu. İlk birkaç dakika her şey normaldi fakat sonra aniden bir patlama sesi yükseldi.
Kokpitin kapısı ve birinci sınıf bölümünün çatısı havaya uçmuştu. 1. sıradan 6. sıraya kadar olan yolcular, adeta çırılçıplak bir şekilde gökyüzünün içinden geçiyordu. Uçağın tavanı ve yanları koptuğu için insanlar, oksijen maskelerine de ulaşamıyorlardı. Kabus gibi anlar yaşanıyordu.
Kokpitteki gürültüden dolayı pilotlar birbirleriyle doğru düzgün iletişim kuramıyordu.
Pilotlar da kontrolü kaybetmişti, kokpitteki gürültü o kadar yüksekti ki acil durum çağrısı da yapamıyorlardı. Birbirlerini bile duyamayan mürettebat, el işaretleriyle bir şekilde anlaşıp acil inişe geçti. Acil bir durumda bir uçağın iniş hızı ortalama 3000 fit iken bu uçak, dakikada 4100 fitin üzerinde bir hızla iniş yapmıştı.
Yüzlerce Metre Yükseklikte Bile Yere Gürültüsü Gelen Uçakların İçi Nasıl Oluyor da Bu Kadar Sessiz Olabiliyor?
Uçak, 13 dakikanın sonunda inmeyi başarmıştı fakat çokça hasar vardı.
Gökyüzünde açık bir şekilde giden yolcular artık oksijensizlikten yavaş yavaş boğulmaya başlamıştı. İdeal bir yüksekliğe gelindiğinde ise tekrar oksijen sağlanmıştı.
Pilotlar, zorlu bir yolculuğun ardından uçağı indirmeyi başarmıştı ancak toplamda 65 kişi ağır yaralanmıştı ve içlerinden 8’i mürettebat üyesiydi. Hosteslerden biri ise hayatını kaybetmişti ve cesedi bir daha bulunamamıştı.
Kısacası, bakımların ve denetimlerin özensiz bir şekilde yapılması, böylesine korkunç bir faciaya yol açmıştı.
Kullanım ömrünü geçmiş bir uçak, fark edilmeyen çatlaklar, ihmaller… Tüm bunlar, yolcularda ve mürettebatta yravma yaratmasının yanı sıra ağır yaralanmalara ve ölümlere sebep olmuştu.
Acil durum sırasında hosteslerin yerlerde sürünerek yolculara yardım etmeye çalışması ise 90’ın üstünde kişinin hayatının kurtulmasını sağlamıştı. Bu olay, tarihe hem bir kahramanlık hem de facia öyküsü olarak geçti.