Karşınızda iki seçenek ve bir karar vermeniz gerek… Sizden beklenen, her zaman daha az riskli olanı tercih etmeniz. Fakat Allais Paradoksu, insanların kararlarının her zaman düşündüklerini yansıtmadığını gösterirken zihnimize meydan okuyor.
Bu paradoks, ekonomi ve finansal alanlarda öncelik olarak hayatın her alanında karşımıza çıkabilir. Normalde tercih yaparken insanların risksiz tercihler yaptığını bilsek de bu durum biraz ezber bozuyor.
İki farklı olasılık dağılımına dayalı seçeneklerin sunulduğu bu paradoks hem iktisat hem de psikoloji alanlarında derinlemesine incelenmiş ve belirsizlik altındaki karar alma sürecinin karmaşıklığını anlamaya yönelik zengin bir tartışma ortamı oluşturmuştur.
Allais Paradoksu, Maurice Allais tarafından 1953 yılında ortaya atılmıştır.
Beklenen Fayda Kuramı’na tezat olarak geliştirilen bu paradoksta, insanların riskli kararlar alma eğilimlerini sorgulayarak geleneksel ekonomik davranış teorisine meydan okumasını görüyoruz.
Beklenti Teorisi’ne göre bireyler, rasyonel olarak hareket edemezler ve riskten olabildiğince kaçınırlar. Anlayacağımız şekliyle bu teori, bireylerin her zaman en büyük ödülü seçeceğini bizlere düşündürür. Fakat herkes böyle düşünmüyor, belirsizlik durumlarında bu teorinin söylendiği gibi işlemediğine bir örnek de Maurice Allais tarafından geliştirilen bu paradoks.
Peki sizlerle bir senaryo geliştirsek, rasyonel olmayan sonuçlar mı ortaya çıkar? Gelin, bir test edelim.
Senaryo 1:
A: %100 olasılıkla 1 milyon dolar kazanma şansı.
B: %10 olasılıkla 5 milyon dolar, %89 olasılıkla 1 milyon dolar ve %1 olasılıkla hiçbir şey kazanmama şansı.
Bu durumda, çoğu insan riskten kaçınmayı tercih ederken kesin olan 1 milyon doları (A seçeneği) seçer.
Senaryo 2:
C: %11 olasılıkla 1 milyon dolar ve %89 olasılıkla hiçbir şey kazanmama şansı.
D: %10 olasılıkla 5 milyon dolar ve %90 olasılıkla hiçbir şey kazanmama şansı.
Bu durumda, çoğu insan daha yüksek ödül için daha büyük bir riski göze alır ve D’yi, yani %10 olasılıkla 5 milyon doları tercih eder.
Paradoksal olan durum, insanların birinci senaryoda riskten kaçınırken ikinci senaryoda riski tercih etmeleridir. Beklenen aslında, bir kişinin ya her iki durumda da kesin sonucu ya da her iki durumda da yüksek ödülü tercih etmesidir.
Ancak çoğu zaman insanlar bu tutarlılığı göstermezler. Bu; insanların karar verme süreçlerinde sadece beklenen getirileri değil, aynı zamanda sonuçların kesinliğini ve risk algılarını da dikkate aldıklarını gösteriyor.
Allais Paradoksu’nda çoğu insan, Senaryo 1’de A’yı tercih etmelerine rağmen Senaryo 2’de D’yi tercih ediyor.
Normal şartlarda beklenen, en az riskli ve kazanma olasılığı yüksek olan seçeneğin tercih edilmesiydi. Fakat bazen risk seviyesi yüksek olsa da kazanç artarsa insanlar bu seçeneklere yönelebiliyor. İşte bu paradoksta da anlatılan tam olarak bu. Beklenen, her zaman uygulanmıyor.
Rasyonel ekonomik davranış teorisine göre, iki senaryoda da aynı beklenti değerine sahip olan B ve D seçenekleri arasında tercih yapılması gerektiği düşünülüyor. Ancak Allais Paradoksu’na göre, insanlar genellikle bu beklenen değere aykırı tercihlerde buluuyorlar, bu da ekonomik karar alma süreçlerinin karmaşıklığını bizlere ispatlamış oluyor.
Ekonomik teorilerin insan davranışlarını tam olarak açıklayamadığını görürken karar alma sürecinde duygusal ve psikolojik etmenlerin etkili olduğunu düşünmeliyiz.
Beklenen Fayda Kuramı’nın her zaman işe yaramadığını ve insanların acele karar verdiklerinde tutarsız cevaplar verebildiğini bize gösteren bu durum, hayatın her alanında karşımıza çıkabiliyor. İki seçenek arasında kalan çoğu kişi, ani karar vermesi gerektiğinde büyük olasılıkla tutarsızlık gösterecektir. Bunu da en iyi kumar bağımlısı insanlarda görebilirsiniz.
Allais, bu paradoksu açıklarken de insanların bu kararları neye göre verdiğine dair teorilerde bulunuldu. Mesela:
- Duygusal Değerler Teorisi: İnsanların, riskli kararlar alırken anlık duyguları göz önünde bulundurmaları çok yüksek bir ihtimaldir. Bu durumda da tercihler, duygusal değerlere göre değişebilir.
- Zaman Tercihi Teorisi: İnsanlar, gelecekteki kazançlar ve kayıplar konusundaki tercihlerinde anlık zevk ve erteleme etkisi altında olabilirler. Bu durum, neden bazı insanların D seçeneğini tercih ettiğini de açıklayabilir.
- Mantıksal Çelişki: İnsanlar, ihtimallere yönelik kararlarını mantıksal olarak çelişkili hâle getirebiliyorlar. Bu da insanların, rasyonel bir karar alma sürecini ortadan kaldırabilir.