Bir bara gittiğinizde özellikle bira için tercih ettiğiniz bir bardak muhtemelen vardır. Hatta arkadaşlarınızla aranızda hangi bardaktan içmenin daha güzel olduğuna dair tartışmalar bile dönüyor olabilir çünkü bardakların şeklinin, alkollü içeceklerin üstünde büyük bir etkisi var.
Artık gastrofizik (yeme bilimi) alanında giderek büyüyen bir araştırma ve çalışma alanı olan bardak şekli konusu, alkollü içecekleri tüketme deneyimimizi gerçekten de değiştiriyor.
Birazdan bahsedeceğimiz şarap, viski, bira, kokteyl, cin ve votka bardakları; alkollü içeceklerin tadının nasıl etkilendiğine dair büyük ipuçları verecek. Kulağa tuhaf gelse de sebeplerini öğrenince çok mantıklı olduğunu anlayacaksınız!
Şarap kadehinin şekli, alkolün tadını alma seviyemizi değiştiriyor.
Şarap kadehlerinin benzersiz biçimi; şarabın gerçek aromasını, bardağın merkezine yoğunlaştırıyor. Hatta büyük ağızlı bir kadeh, şarabın aromasının daha fazla yayılmasına imkân tanırken daha küçük ağızlar, aromatik kokuların burnumuza daha kolay ulaşmasını sağlıyor.
Büyük bir şarap kadehinden şarap içerken başımızı öne doğru eğiyoruz ancak küçük şarap kadehlerinde yukarı kaldırıyoruz. Bu da şarabın ağzımıza gitme hızını ve ağzımızdaki temas ettiği yerleri etkiliyor. Örneğin büyük bir kadehte şarap, dilimizin üstünden akarak tüm damak zevkimizi etkilerken küçük bir kadehteki şarap sadece belli bölgelere ulaşıyor.
“Bourbon bardak” dediğimiz eski tip viski bardaklarının şekli de tesadüf değil.
Yukarıda fotoğrafını gördüğünüz bardaklar, meyve ve baharatın birbirine karışmasını destekleyen kalın tabanlara sahip. Ayrıca elimizin tamamıyla kavranabiliyor oluşu, vücut sıcaklığını bardağa geçiriyor ve yavaş bir içme deneyimi sağlıyor.
Camının geniş, düz ve dikey duvarları ise aromaların; içeceğin hemen üzerindeki havada birikmesine izin veriyor. Bu da ilk yudumda daha güçlü bir etil alkol tadı sunuyor ve içkinin normalden çok daha alkollü olduğu hissiyatı sağlıyor.
Ters koni şeklindeki Martini bardaklarının böyle olmasının sebebi ne peki?
Martini bardakları, viski bardaklarının aksine vücut ısımızın bardağa geçmesini önlemek amacıyla uzun saplara sahip. Ağız kısmının ters koni şekliyle geniş olması ise hoş kokulu aromaların buradan yayılmasına izin veriyor. Böylece daha yumuşak bir tat deneyimi yaşatıyor.
“Coupe” denilen kokteyl kadehleri, içeceğin harmanlanmasını sağlıyor.
Başta şampanya servisi için tasarlanan coupe bardaklar, şekerin doğal tatlılığını artırarak alkolün ağırlığını azaltıyor. Kokteyl bardakları arasında en geniş yüzeye sahip olması ise alkolün daha kolay bir şekilde dağılmasını sağlıyor. Üstelik içeceğin tadı da içinde rahatça bir şekilde birbirine karışarak harmanlanıyor.
Ufak bir eğlenceli bilgi de verelim, aslında bu bardakların Fransa eski kraliçesi Marie Antoinette’in anatomisine göre şekillendirildiği de söyleniyordu ancak kadehler onun doğumundan neredeyse bir asır önce tasarlanmıştı.
Votka ve cin bardaklarında durum nasıl?
Genellikle votka ve cin ile servis edilen ince uzun bardaklar, beynimizi kandırarak asit içermeyen kokteyllerde bile yüksek düzeyde ekşilik hissiyatı veriyor. Votka-soda karışımlarının bu bardakla limonla servis edilmesi de bununla ilgili yani.
Gelelim bira bardaklarına…
Soldan sağa: Arjantin, IPA, balon
“Balon bardak” dediğimiz bira bardakları, biranın girdap gibi dönerek daha fazla aromatik madde salmasını sağlıyor. Yukarıda gördüğünüz “IPA” bardaklar ise bardaktaki birayı havalandırarak aroma ve lezzeti serbest bırakıyor.
Arjantin bardak dediğimiz rahat tutulan ve geniş ağızlı bardaklar da burnumuzun biraya kolayca yaklaşmasına ve nüansını daha fazla koklamamıza imkân tanıyor.
Kısacası içtiğimiz alkollü içeceklerin bardaklarının birbirinden bu kadar farklı olması tesadüf değil. Hepsi üzerine düşünülerek ortaya çıkıyor ve içeceği içerkenki deneyimimizi etkiliyor.