Hayal edin. Tokyo Körfezi’nin ortasında, 4000 metre yüksekliğinde devasa bir yapı, bulutların ötesine uzanıyor ve tam bir milyon insanı barındırıyor. Bu içerikte, bu hayali gerçekleştirmeyi amaçlayan ve bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi görünen bir yapı olan X-Seed 4000’den bahsedeceğiz.
1990’larda Japonya’nın Taisei Corporation tarafından tasarlanan X-Seed 4000 projesi bilim kurgu filmlerini aratmayacak bir vizyonu yansıtıyordu.
Dikey bir şehir yaratmayı amaçlayarak, kendi ekosistemi, enerjisi ve yaşam alanları olan bir mega yapı olmayı amaçlıyordu.
X-Seed 4000, tam 4 kilometre yüksekliğinde ve yaklaşık 800 katlı olarak tasarlanmıştı.
Yapının genişliğinin ise 6 kilometrekarelik bir alana yayılması planlanmıştı.
Tasarımında Japonya’nın ikonik Fuji Dağı’ndan esinlenilmişti ve bu yüzden görünümü bir dağ silüetini andıracak şekilde tasarlanmıştı.
Böylesine devasa bir yapının kendi iç atmosferiyse güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenecekti.
Bu devasa projenin maliyetininse tamı tamına 1 trilyon dolar civarında olacağı öngörülüyordu.
Aslında bu proje, giderek artan nüfus ve yerleşim sıkıntısına bir çözüm sunmayı planlıyordu.
Dikey şehir konsepti ile Tokyo gibi kalabalık bir şehrin dar alanlarında geniş yaşam alanları kazandırmak amaçlanmıştı.
İçinde konutlar, ofisler, alışveriş merkezleri, eğlence tesisleri ve parklar bulunacaktı ve bu şekilde bir insanın ihtiyaç duyabileceği her şey tek bir yapıda toplanacaktı.
Ancak bu bilim kurgu filmlerinden fırlamış gibi duran proje hiçbir zaman hayata geçirilemedi.
Çünkü söz konusu etkileyici proje kâğıt üstünde mükemmel görünse de gerçeğe dönüştürülmesi neredeyse imkânsızdı.
Öncelikle, 1 trilyon doları bulan astronomik maliyeti en büyük bir engellerden biriydi.
Ayrıca, mühendislik açısından da ciddi zorluklar barındırıyordu.
Örneğin, X-Seed 4000’in Tokyo Körfezi’ne inşa edilmesi planlanıyordu ve bu alan seçimi, yapı için gerekli geniş alanı sağlamak amacıyla tercih edilmişti.
Fakat deniz seviyesinin üstünde inşa edilecek olan bu projenin sismik dayanıklılığını sağlamak oldukça zor bir işti.
Bu sebeple proje, teknik açıdan uygulanabilirliği sorgulanır bir durumdaydı ve bu nedenle hiçbir zaman inşaat aşamasına geçemedi.
İlginç yapılarla ilgili ilginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Suudi Arabistan’ın 400 Metrelik Gösterişli Bir Küp Şeklinde Tasarladığı Mega Projesi: The Cube (Okuyunca Tek Sebebinin Gösteriş Olmadığını Göreceksiniz!)
Mimarların ”En Uzun Bina Benimki” Diyebilmek İçin Girdikleri Kıyasıya Rekabet: Chrysler Binası’nın Yükseklik Yarışı
Afrika’nın İlginç Gökdelen Projesi: Kendi Kendine Yetebilen Ekolojik Gökdelen The Tower Of Life
Maliyeti 2 Milyar Doları Bulan Dünyanın En Pahalı NBA Arenası Intuit Dome: Stadyum mu Yoksa Uzay Üssü mü?
İngiltere Gizli Servisi MI6 Binasının James Bond Filmlerini Aratmayan Hikâyesi (Kabak Gibi Meydanda Olan Binayı Gizlemişler!)
Çin’de Yer Alan, Terk Edilmiş Bir Taş Ocağının İçine İnşa Edilmiş İlginç Otel: InterContinental Shanghai Wonderland
Suudi Arabistan’ın 170 Kilometre Uzunluğunda Bir Çizgi Şeklinde Tasarladığı Dev Şehir: The Line
Suudi Arabistan’ın Hayır mı Şer mi Olduğu Tartışmalı Olan Mega Projesi: Oxagon (Süveyş Kanalı’ndaki Ticareti Kötü Etkileyebilir!)
Güney Afrika’nın “Beyaz Elitleri” İçin Tasarlansa da Daha Sonra Suç Dünyasının Çöplüğüne Dönüşen Ponte Tower’ın İlginç Hikâyesi
Japonya’nın 1.000.000 Kişiyi Barındıracak Mega Projesi: Shimizu Mega-Şehir Piramidi
Dünyanın En Tehlikeli Oteli: Frying Pan Tower (Okuyunca Neden Bu Kadar Tehlikeli Denildiğine Hak Vereceksiniz!)
Bir Hata Sonucunda Gökdelenlerle Dolan New York’taki Flatiron Binasının Sıra Dışı Hikâyesini Okuyunca Çok Şaşıracaksınız!