Avustralya’nın kuru bölgelerinde yaşayan Julodimorpha bakewelli böceğinin ilginç bir aşk hikâyesi var. Peki bu hikâye, nasıl insan eliyle trajik bir hâle dönüştü?
İnsan davranışlarının doğa üzerindeki etkilerini her zaman tahmin edemiyoruz. İşte bu etkilerden biri de bira şişeleriyle çiftleşen böcekler.
Ancak bu aşk hikâyesi, maalesef mutlu bir sonla bitmiyor.
Julodimorpha bakewelli, Batı Avustralya’nın kuru bölgelerinde yaşayan büyük bir mücevher böceği türüdür.
Böceğin yetişkinleri Acacia calamifolia çiçeklerini ziyaret ederken; larvaları, mallee ağaçlarının (Eucalyptus) kök ve gövdelerinde yaşar. Boyları 4 santimetreyi aşabilen bu büyük böcek, çiftleşme mevsiminde yani ağustos ve eylül aylarında eş aramak için uçar.
Dişi Julodimorpha bakewelli böcekleri erkeklerden daha büyük olup uçamazlar ve çiftleşme yerde gerçekleşir. Dişi böceklerin büyük, parlak kahverengi ve çukur yüzeyli elytra adı verilen kabukları vardır.
Erkek böcekler, havada uçarken yerde parlak kahverengi objeleri ararlar. İşte tam da burada, insan eliyle yaratılan sorun devreye girer.
Batı Avustralya’nın yollarında, dünyanın dört bir yanında olduğu gibi yiyecek kapları, sigara izmaritleri ve soda şişeleri gibi atıklar bulunur.
Avustralyalılar, araba camlarından bira şişelerini bölgelere atarlar. Güneşin altında parlayan ve alt kısmındaki çukur tasarımıyla ışığı yansıtan bu şişeler, erkek Julodimorpha bakewelli böcekleri için en büyük ve en güzel dişi gibi görünür.
Erkek böcek, bu parlayan ‘dişi’yi gördüğünde hemen harekete geçer. Genital organları hazır bir şekilde şişenin üzerine çıkar ve çiftleşmeye başlar.
Onun bu tutkusu, karıncalar tarafından parça parça yenilirken bile sona ermez. Gerçek bir dişi böcek yanından geçse bile erkek böcek şişeye olan sadakatinden vazgeçmez ve kurbanı olduğu aşkı yüzünden sonunda güneşte kuruyup ölür.