Havacılık ve savunma sanayisinin önde gelen şirketlerinden biri olan Boeing, art arda gelen kazaların ardından eski kalite kontrol mühendisleri John Barnett’ın şüpheli ölümü ile değer kaybetmeye devam ediyor.
John Barnett’ın özellikle 787 Dreamliner uçaklarının üretiminde ciddi güvenlik ve kalite sorunları olduğunu iddia ederek kamuoyunun dikkatini çekmişti. Üretim sürecinde yapılan bazı hataların ve kullanılan bazı malzemelerin uçaklarının güvenliğini tehlikeye atabileceğini de öne sürmüştü.
Bu iddiaların havacılık sektöründe ve medyada geniş yankı bulmasının üzerine ifade vermeye gideceği günden önce arabasında ölü bulunan Barnett’ın ölümüne ise şüphe ile yaklaşılıyor çünkü çevresinin bu konuda çeşitli söylemleri var.
John Barnett’ın iddiaları altında neler vardı?
Barnett, 32 yıl boyunca Boeing’de çalışarak 2017’de sağlık nedenleriyle emekli oldu. Aynı yıl içerisinde Barnett, Boeing’de çalışanların baskı altında olduğunu ve üretim hattındaki uçaklara kasıtlı olarak standartların altında parçalar takıldığını, oksijen sistemlerinde ciddi sorunlar olduğunu iddia etti. Bu söylediği ise acil durumlarda ortaya çıkan maskelerin dördünden birinin çalışmayacağı anlamına geliyordu.
Airbus’ın da havacılık piyasasında olması ve rekabetin kızışmasının da etkisiyle yeni uçak inşa çabalarında montaj sürecinin aceleye getirildiğini, güvenliğin tehlikeye atıldığını söyleyen Barnett, kusurlu parçaların da hurdadan çıkarıldığını ve üretimdeki gecikmeleri önlemek için bu parçaların uçaklara takıldığını da dile getirmişti.
Boeing, tüm iddiaları yalanlasa da inceleme başlatıldı.
Federal Havacılık İdaresi (FAA), Barnett’ın açıklamalarından bazılarını doğruladı. İnceleme sonrasında en az 53 uygun olmayan parçanın kayıp olduğunu tespit etti. Oksijen tüpleri ile ilgili ise tedarikçiden alınan tüplerin düzgün şekilde açılmadığı açıklandı. Ama bunların hiçbirinin uçaklara takılmadığı da Boeing tarafından söylendi.
Ayrıca FAA’nın yaptığı bir denetimde yağlayıcı olarak bulaşık deterjanının kullanıldığı ve teknisyenlerin kapı contalarını otel anahtar kartıyla kontrol ettiği ortaya çıkmıştı. Ancak soruşturma sekteye uğradı çünkü Boeing’in politikasına göre güvenlik kameraları 30 gün sonra otomatik olarak siliniyordu.
Tüm bu söylentilerin ardından Barnett, ölü olarak bulundu.
Barnett, dava sürecinde ifade vermek için Charleston’daydı. Çapraz sorguya alındı, Boeing’in avukatları tarafından sorgulandı ve 11 Mart’ta tekrardan sorguya alınacaktı. Sorguya gelmeyen Barnett için kaldığı otelde incelemeler başlatıldı ve Barnett, otelin otoparkında kendi arabası içinde ölü bulundu. Adli tıp raporuna göre kendini vurmuştu.
Barnett, gerçekten intihar mı etti?
Barnett’ın avukatı bu durumu trajik olarak değerlendirirken soy ismini vermek isteyen arkadaşı Jennifer, bunun intihar olmadığını iddia etti. Jennifer, daha önce dava ile ilgili Barnett’e korkmuyor musun diye sorduğunda Barnett’ın “Hayır, korkmuyorum ama bana bir şey olursa bu intihar olmaz.” dediğini söyledi.
Jennifer, Barnett’ın hayatı ve ailesini çok sevdiğini, intihar etmesinin imkânı olmadığını dile getirdi. Jennifer’a göre bu, Barnett’ın söyleyeceklerinden birinin hoşlanmayacağından dolayı onu susturmasıydı.
Boeing’in Barnett’ın ölümü ile ilgili açıklaması, üzüntü duyduklarını ve düşüncelerinin onun aile ve arkadaşları ile birlikte olduğu yönünde oldu.
Boeing’in adını duyduğumuz tek olay tabii bu değil. Uçaklar, mezar oldu.
16 Mart’ta 737-800 tipi uçağı havadayken gövde kaplamasının kopması ardından acil iniş yapmak zorunda kaldı. 25 yıldır faaliyette olan uçak acil iniş yaptı ve şansa kimse yara almamıştı.
Boeing firmasının uçaklarından biri daha yakın bir tarihte yine başka bir olayla gündeme gelmişti. 6 Mart’ta Boeing 737 kabinindeki duman nedeniyle uçak, acil iniş yaptı.
Ocak ayında hatırlayanlarınız vardır. Bir uçak, kalkışından sonra kullanılmayan acil çıkış kapılarından birinin patlaması sonucu acil iniş yapmıştı. Olayla ilgili yapılan rapor sonucunda da kapıyı yerinde tutmak için gereken dört anahtar cıvatanın takılmadığı söylendi.
Biraz daha eskiye dönünce Boeing uçakları binlerce kişiye mezar da oldu. 2018’de Endonezya’dan havalanan Boeing 737 Max 8’in denize çakılması sonucu 189 kişi hayatını kaybetmişti.
Mart 2019’da ise Etiyopya Hava Yolları’na ailt Boeing 737 Max 8’in Nairobi’ye uçuşunda uçak düşmüş ve 157 kişi yaşamını yitirmişti.
Boeing itibar kaybetmeye başladı.
Boeing uçaklarının 346 kişinin ölümüne neden olması, şirkette krize yol açmıştı. Ama önemli düşüşler aslında ocak ayındaki kaza ile başladı. Dünyadaki yalnızca iki büyük uçak üreticisinden biri olması ve ABD ekonomisinde önemli bir oyuncu olması, Boeing’in bu düşüşünü engelleyemedi.
Asırlık şirketin mali durumu üzerinde oluşan baskıyla ilgili Agency Partners’tan Havacılık ve Savunma Analisti Nick Cunningham, Boeing’in buralara gelmesinin uzun zaman aldığını ancak bu düşüşün düzelmesinin de uzun zaman alacağını ve bunun bir yılda olmayacağını açıkladı.
Yukarıda belirttiğimiz kazaların yanı sıra United Airlines işletmesindeki Boeing 777-200 jetinin havadayken lastiğinin kaybedilmesi, LATAM işletmesindeki bir başka jette 50 yolcunun yaralanması, Boeing 737 Max 10’un 2027’den önce piyasaya çıkmayacağı yönündeki öngörüsü ve sektördeki rakibi Airbus’ın da varlığı Boeing hisselerini sıkıntıya düşürdü.
Boeing, 2024’ün başından bu yana değerinin beşte birinden fazlasını kaybetti.
45 milyar dolarlık piyasa değerinin silinmesinin üzerine Barnett’ın ölümünden sonra hisseler yeniden düşüşe geçti.
FactSet verilerine göre de Boeing’in hisseleri bu yıl yüzde 29 oranında düşerek Boeing’i S&P 500’de en kötü ikinci şirket hâline getirdi.
Borsada aralık ayını 260,67 dolar ile kapatan Boeing, 8 Mart’ı 203,5 ile kapatırken 9 Mart’ta da bu düşüş devam etti. 15 Mart haftası kapanışı ise Boeing için 182,54 dolardı.
John Barnett’ın ölümünün ardındaki sır perdesi ne zaman ve ne şekilde ortaya çıkar bilinmez ama birçok kötü olayla adının anılmasından sonra Boeing’in kendini toplaması zaman alacak gibi duruyor.