Roma’nın ilk imparatorlarından bir tanesi olan ve oldukça kısa bir süre hüküm sürmesine rağmen tam bir ruh hastası olduğu için adı tarihe yaptığı kötülüklerle yazılan Caligula, atını konsül yapmak istemesiyle de tanınır. Gelin Caligula kimdir yakından bakalım ve kısa ama garip detaylarla dolu hayatını görelim.
İnsanlık tarihinin gördüğünü en büyük medeniyetlerden bir tanesi olan Roma İmparatorluğu’nun başına sayısız lider geçti ama bunların hiçbiri Caligula kadar silinmez izlerle tarihe geçemedi. Caligula Roma’nın ilk imparatorlarındandır ve oldukça kısa bir süre hüküm sürmüştür ancak tam bir ruh hastası olduğu için adını tarihe korkunç bir şekilde yazdırmayı başarmıştır.
Caligula aslında sıradan bir çocuktu ve imparator olduktan sonra da başarılı işlere imza attı. Fakat saltanatının ilk yıllarında bir hastalık geçirdi ve tarihçilere göre o günden sonra gerçek anlamda delirdi. Konsül yapmaya bile çalıştığı atı dışında çevresindeki kimseyi sevmedi ve onlara büyük eziyetler yaptı. Caligula kimdir gelin yakından bakalım ve onu tarihe geçiren garip davranışlarını görelim.
Caligula kimdir? Romalı bir komutanın küçük oğlu:
Doğum adıyla Gaius Julius Caesar Germanicus, milattan sonra 12 yılının 31 Ağustos günü Roma İmparatorluğu sınırları içerisinde bulunan Antium şehrinde dünyaya geldi. Babası, ünlü Romalı general Germanicus’tur. Babasının görevli olduğu Ren Nehri yakınlarındaki bir karakol bölgesinde yaşıyorlardı ve kendisi küçük yaşta asker kıyafeti giyip maskot gibi askerlerin arasında gezdiği için Latince küçük çizme anlamına gelen Caligula takma adını almıştı.
Dönemin Roma İmparatoru Augustus yaşadığı dönemde bile tahtın varisi tartışılıyordu, Germanicus ailesi de varisler arasındaydı. Tahta Tiberius geçti ve Caligula büyükannesinin yanına gönderildi. Fakat bu bir sürgün değildi, Caligula seviliyordu. Yaşanan entrikalar sonrası Tiberius 37 yılının 16 Mart günü hayatını kaybetti, Roma tahtı boşalmıştı.
Caligula, Roma’nın üçüncü imparatoru olarak tahta çıkıyor:
Tiberius ölürken varis olarak Caligula’yı ve kendi torunu Tiberius Gemellus’u bırakmıştı. Söylenene göre muhafız birliği başkanı herkes tarafından sevilen Caligula tahta geçsin diye Tiberius Gemellus’u bir yastıkla boğdu. Caligula, 37 yılının 28 Mart günü Roma İmparatorluğu’nun üçüncü imparatoru olarak tahta geçti. Kendisi halkın en sevdiği imparator olarak duyuruldu.
Caligula; muhafız maaşlarını arttırdı, vatana ihanet davalarını kaldırdı, sürgüne gönderilenleri gerçi çağırdı, vergi sisteminden mağdur olanları affetti, cinsel suçluları kovdu, gladyatör dövüşlerini barbarca buldu, pek çok önemli inşaat hizmetini başlattı yani halkın hoşuna giden pek çok işe imza attı. Zaten Julius Caesar ile kan bağı olduğu için de herkes tarafından sevilen bir imparator haline geldi.
Halkın sevgilisi imparator, geçirdiği hastalık yüzünden tam anlamıyla delirdi:
Böylesine harika bir lider olan Caligula, 37 yılının Ekim ayında birden hastalandı. Caligula çok içen, çok banyo yapan ve çok cinsel ilişkiye giren biri olduğu için bir tür virüs kaptığı ve bu yüzden hastalandığı söylenir. Tarihi kayıtlara göre bu hastalık o kadar ağır geçmişti ki neredeyse iki yıl boyunca Caligula odasından dışarı bile çıkmamıştı.
O iki yılda tam olarak ne oldu bilinmez ama 39 yılında halkın bebeğimiz, yıldızımız olarak adlandırdığı Caligula garip davranışlar sergilemeye başladı. Etrafında kim varsa kovdu, geçit törenlerinde senatörleri at arabasının yanında koşmaya zorladı. Yaptığı şeyler zalimlik bile değil, tam anlamıyla delilik olmaya başladı.
Galya seferi, Caligula’nın deliliğinin en büyük kanıtı oldu:
Caligula’nın içinde hala aklı başında bir taraf kalmış mıydı yoksa dönemin komutanları mı iyiydi bilinmez ama kendisi hasta olduğu dönemde bile bölgedeki pek çok karışıklık bastırıldı, limanlar geliştirilerek deniz ticareti iyileştirildi, Mısır ithalatı arttırıldı, sayısız kamu işi başarıyla tamamlandı. Her şeye rağmen Caligula iyi işler yapıyor gibi görünüyordu.
Derken Galya seferi başladı. Caligula, Roma savaş ahlakını hiçe sayarak karşısındaki esir aldığı Galyalı askerleri aşağıladı. Yetmezmiş gibi kendi askerlerini sahile götürdü ve ganimet olarak deniz kabuğu toplattı. Olayın detayları ve bunu neden yaptığı bilinmiyor ama tarihçilere göre bu yapılanları gerçek anlamda delirdiğinin en büyük kanıtıydı.
Caligula’nın yaptığı kötülüklerden bazıları tarihin kara lekeleridir:
Kendisinin cinsel anlamda tam bir gözü dönmüş olduğu, pek çok heteroseksüel ilişkinin yanı sıra homoseksüel ilişki yaşadığı söylenir. Hadi bunlar özel hayatı diyelim, iğrenç olan kendi üç kız kardeşiyle de yaşadığı ensest ilişkilerdir. Yetmiyor senato üyelerinin karılarını da zorla kendine alıyor ve daha da kötüsü, senato üyelerinin karıları kelimenin tam anlamıyla açık arttırmaya çıkarıp en yüksek fiyat verene satıyordu.
Dönemin Roma ahlakına bile ters düşen kıyafetler giyerek gece sarayın koridorlarında dolaşıp Güneş’e doğmasını emrettiği anlatılır. Sarayda bir genelev açtığı, senato üyelerinin karılarını burada tuttuğu, kocaları görecek şekilde onlarla ilişkiye girdiği, görmeyenlere de uzun uzun bu yaptıklarını anlattığı söylenir. Daha neler neler var da şimdilik bunları anlatmakla yetinelim.
Atını konsül yapmaya çalışan bir tanrı:
Eminiz hiçbiriniz şaşırmayacaksınız, Caligula kendini tanrı ilan etmiştir. Hatta bir dönem ensest ilişki içinde olduğu kız kardeşini de tanrıça ilan edip tüm Romalı kadınlara ona dua etmesini emretmiştir. Caligula sık sık her istediğini yapabileceğini söylüyor ve kendisinden korktukları sürece insanların ondan nefret etmelerini umursamadığını bağırıyordu.
Atı Incitatus ise belki de Caligula’nın sevdiği tek şeydi. Onun için mermerden özel bir ahır ve altından bir yemlik yaptırmıştı. Roma’da eşi benzeri olmayan süslü mücevherlerle dolu bir gerdanlığı da atına takan Caligula, onu Senato’ya konsül yapacağını söylemişti. Detayları bilinmiyor ancak atı ile arasındaki ilişkinin daha sapkın detaylara sahip olduğunu söyleyen de vardır.
Nihayet birileri bu manyağı öldürüyor:
Tabii ortada demokrasi yok, seçim yok; manyak bir imparatordan kurtulmanın tek yolu onu öldürmek. Caligula, sayısız suikastten sağ olarak kurtulmuştur. Tanrı kompleksinin de zaten bu kurtuluşlar sonrası ortaya çıktığı düşünülür. En sonunda 41 yılının 24 Ocak günü Caligula, kendi muhafızları tarafından tam 30 bıçak darbesi alarak oracıkta öldürüldü.
Caligula gerçekten de kötü biri miydi?
Caligula’nın çocukluk ve ilk gençlik yıllarını bilenler onun bu delice davranışlarının geçirdiği hastalık yüzünden olduğunu söyler. Beyin humması geçirdiği, menenjit olduğu, sara hastası olduğu ve beyninde iltihap olduğu gibi farklı teoriler vardır. Yine de ortak kanı, kendisinin geçirdiği hastalık yüzünden bu şekilde davrandığı yönündedir. Yani bir kutu antibiyotik olsaydı o dönemde, Caligula böyle biri olmayabilirdi.
Tarihin gördüğü en büyük ruh hastalarından bir tanesi olan Roma İmparatoru Caligula kimdir sorusunu yanıtlayarak hayatı hakkındaki sıra dışı detaylardan bahsettik. Caligula hepimize örnek olsun, modern tıbbın kıymetini bilelim.