Tıp dünyasında bazen karşımıza o kadar tuhaf yöntemler çıkıyor ki birçoğu bize bir bilim kurgu hikâyesinden fırlamış gibi gelebiliyor. İşte bu hikâyelerden biri; John Brinkley’in, keçi testislerini erkeklere nakletmesiyle başlıyor.
Brinkley; cinsel gücünü kaybeden erkekleri bu garip yöntemle iyileştirebileceğini iddia eden, radyo yayınlarıyla ün kazanan bir sahte doktordu.
Adını koyduğu bu mucizevi tedaviyi “ksenotransplantasyon” diye anlatan sahte doktor, keçi testislerinin cinsel gücü artırıcı olduğunu da iddia etmişti.
Brinkley bunu yaparken o dönemde bu tedavi(!) için sayısız gönüllü olduğunu da atlamamak gerekiyor. Yoksa bu kadar ünü sahte bir kimlikle nasıl elde edebilirdi?
John Brinkley, 8 Temmuz 1885’te Amerika’nın Kuzey Carolina eyaletinde dünyaya geldi.
Hikâyemizin kahramanı John, Kuzey Carolina’da tıpla uğraşan, İç Savaş sırasında Konfederasyon Devletleri Ordusu’nda sağlık görevlisi olarak görev yapan babası John Richard Brinkley ve annesi Candace’in tek oğluydu. Bizim anlatacağımızın aksine o dönemler John’un hayatı pek de lüks sayılamazdı.
Ailesinin kaybından sonra 10 yaşında yalnız kalan John, teyzesi tarafından büyütüldü ve sınırlı bir ilkokul eğitimi aldı. Eğitimini 16 yaşında tamamladıktan sonra demir yolu telgrafçısı olarak yaşamına devam etti.
Telgrafın inceliklerini öğrenerek kendini geliştirse de asıl arzusu hep doktor olmaktı. Nitekim farklı yollarla da olsa da bu hayali gerçek oldu.
Tıp okumak istese de bunu başaramayınca kendisine merdiven altı bir diploma oluşturdu.
Bizlere okuyunca geçtiğimiz yıl gündeme oturan Ayşem Özkiraz’ı hatırlatan meşhur doktorumuz John, 1916’da Kansas’a yerleşti ve sahte doktorluk belgesiyle burada 16 odalı bir klinik açtı.
Dönemin çok gelişmemiş şartları ve insanların bu durumu sorgulamaması, ona bir açık kapı bırakmış olmalı. Özellikle 1918’deki şiddetli grip salgınından etkilenen hastalara ev ziyaretleri yaparak halkın ilgisini de böylelikle çekmeyi başarmıştı.
Bu dönemde grip kurbanlarını sağlıklarına kavuşturmadaki başarısı ve çabaları takdir edilirken kendisi de tedavi ettiği hastalardan sonra kahraman ilan edilmişti. Artık herkes ona sonsuz güveniyordu.
Brinkley’in kazandığı bu güven ona çok farklı bir ün kazandıracaktı.
İlerleyen günlerinde de, yaşlanan erkek hastalarına cinsel güçlerini geri kazandırma vaadiyle ilginç bir yöntem geliştirmişti: keçi testislerini erkeklere nakletmek.
Kısa süre içinde “keçi bezi” nakli ameliyatıyla ulusal bir üne kavuştu Brinkley. Kendisine tedavi için gelenlerin ise haddi hesabı yoktu.
Bu ilginç uygulamanın finansal başarısıyla birlikte Kansas’ın ilk radyo istasyonlarından birini kurdu: KFKB-Kansas’ın İlk ve En İyisi.
Radyo programları arasına, eğlenceli içeriklerin yanı sıra Brinkley’in gizemli tedavi yöntemlerinin reklamlarını içeren ve radyo aracılığıyla hastalıkları teşhis ettiği “Tıbbi Soru Kutusu” adlı bir konuşma programı da eklemeyi ihmal etmedi. Bu programda hastaları usulsüz bir biçimde ‘reçetesiz tedavi’ etmeye başlamış, bu yüzden de büyük tepki toplamıştı.
Ülke çapında bir dinleyici kitlesine ulaşan Brinkley, meşhur keçi testisi ameliyatı için insanlardan 750 dolar talep etmeye başladı.
“Bunu gerçekten isteyen var mıdır?” diye düşünmeyin, çünkü bir haftada 50 hastayı tedavi ettiği söyleniyor. Brinkley, başlangıçta prosedürü erkek iktidarsızlığını iyileştirmenin bir yolu olarak tanıtsa da daha sonra fazla para kazanmak için bu tekniğin yaş fark etmeksizin her erkek için sağlıklı olduğunu etmişti.
Kazandığı ün ve paraların sonunda 1930’da Kansas Tıp Kurulu, insanları dolandırdığını ve yasa dışı yollarla tedavi gerçekleştirdiğini tespit ederek sahte doktoru yakaladılar.
Aynı yıl içinde Federal Radyo Komisyonu, Brinkley’in yayınlarının çoğunlukla reklam amaçlı olduğunu tespit ederek radyo lisansını yenilemedi.
Brinkley, başarısız girişimlerinden sonra birçok dala tutunmaya çalışsa da başarılı olamadı.
Son yıllarında ise tıbbi sahtekârlık, dolandırıcılık ve vergi kaçakçılığı suçlamalarıyla yargılanan, işsiz bir kişi olarak hayatını sürdürdü.
26 Mayıs 1942’de San Antonio’da ise yaşam defteri kapandı. Kariyerinin zirvesinde biriktirdiği milyonlarca dolarına rağmen hasta ve maddi olarak zor bir durumda yaşamını noktaladığı biliniyor.
Çağının öncüsü olarak anılmak ise Brinkley’in ironik bir mirası oldu.