1945 yılının Ağustos ayında, tüm dünya II. Dünya Savaşı’nın bitişini kutlarken sıra dışı bir olay meydana geldi. ABD, Japon Donanması’nın denizaltısını ele geçirmişti. Ancak ele geçirdikleri denizaltı, daha önce gördüklerine hiç benzemiyordu. Japonların gizli silahı olan I-400, denizin altında giden bir uçak gemisiydi. Peki bu silah, neyi amaçlıyordu?
II. Dünya Savaşı’nın son günlerinde, Amerikalılar Japonya’nın gizli silahını ele geçirdiler. Bu devasa denizaltılar, Amerikan şehirlerine sürpriz saldırılar düzenlemek için tasarlanmıştı.
Peki Japonların iddialı silahı, savaşın gidişatını değiştirmeye yetecek kadar etkili oldu mu? Gelin, bu konuyu size detaylıca anlatalım.
1941 yılının Aralık ayında; Japon İmparatorluğu, ABD’nin Pasifik Filosu’nun bulunduğu Hawaii’deki Pearl Harbor’a ani bir saldırı düzenledi.
Bu saldırıda, Amerikan savaş gemilerinin ve uçaklarının büyük bir kısmı yok edildi veya hasar gördü. Yıkıcı saldırıdan 1 gün sonra, Amerika Birleşik Devletleri Japonya’ya savaş ilan etti ve ulus hızla harekete geçerek Japonya’nın ordusunu kısa sürede gömecek hızda gemiler, tanklar ve uçaklar üretmek için muazzam endüstriyel gücünü ateşledi.
Amerikalılar için Pearl Harbor anlamsız ve korkakça bir provokasyondu ancak Japonlar için hesaplanmış bir kumar ve ABD ile tam ölçekli savaştan kaçınmaya yönelik uzun vadeli bir girişimdi.
Japon İmparatorluğu, Asya’daki fetihlerine devam ederken; Japonlar, ABD’nin müdahale etmesinin an meselesi olduğuna ikna olmuşlardı.
Pearl Harbor saldırısının arkasındaki mimar Japon Amiral Yamamoto, ABD’yi en az 6 ay daha Pasifik’ten uzak tutmayı ve hatta Amerikalıları ateşkes müzakeresine zorlamanın bir yolu olarak ABD Pasifik Filosu’nun çoğunu kesin bir darbeyle yok etmeyi hedefliyordu. Ama Japonya İmparatorluğu, Amerika’nın kararlılığını fena hâlde hafife almıştı.
Yamamoto, Amerika’nın askerî gücünün Japonya’nınkini ezip geçeceğini biliyordu ve şimdi kazanamayacağı bir savaşla karşı karşıyaydı. Yamamoto, Amerika’nın Pasifik’te uzun sürecek bir savaşı yeniden düşünmesini sağlamak için başka bir strateji geliştirmişti.
Ama Amerika artık Japon kuvvetlerine karşı tetikteydi. Yamamoto’nun Amerika’ya ulaşmak için gerçekten gizli bir silaha ihtiyacı olacaktı: Amerikalıların asla şüphelenmeyeceği bir silaha.
Bu konsept, II. Dünya Savaşı’ndan önce ortaya çıkmıştı.
Önceki denemeler genellikle hafif keşif uçağını içeren deneysel denemelerdi. Yamamoto’nun aklındaki ise çok daha iddialıydı: Birden fazla saldırı uçağı taşıyabilecek ve şehirlere sürpriz saldırılar düzenleyerek düşmana korku salacak ancak batarak tekrar ortadan kaybolacak bir denizaltı filosu. 1942 yılının Mart ayında, Japon mühendislere Yamamoto’nun gizli silahını tasarlama gibi muazzam bir görev verildi.
Yamamoto’nun denizaltıları I-400 sınıfı olarak adlandırılacaktı ve tipik bir Alman U-botunun neredeyse iki katı uzunluğunda devasa olacaklardı.
Hangarın ağırlığını desteklemek ve taşıyıcı operasyonları sırasında uygunluğu korumak için mühendisler, esasen birbirine yapışmış çift gövdeli bir tasarım geliştirdiler.
Almanlara ait U-botu.
I-400, en büyük Amerikan denizaltısının bile neredeyse üç katı bir hacme sahipti ve zorlu bir denizaltıydı; 8 adet öne monte edilmiş torpido kovanı, devasa bir güverte topu, düşman uçaklarını savuşturmak için 3 adet üçlü uçaksavar topu ve bir de tekli topla donatılmıştı. Ancak elbette I-400’ün birincil silahı, 3 torpido pike bombardıman uçağıydı.
Sürpriz unsuru, denizaltı uçak gemisinin en büyük avantajıydı. I-400, sessizce hedefine yaklaşırken mürettebatı çoktan uçak mekaniklerini hazırlamaya başlar, uçağın motorlarından ısıtılmış yağ geçirerek ısınmalarını ve fırlatılmaya hazır olmalarını sağlardı.
Denizaltı, hedefinden birkaç yüz kilometre uzakta su yüzüne çıkacak ve 3 bombardıman uçağını havalandırmaya başlayacaktı.
Japonya’nın gizli silahı, savaşın sonuna kadar hiçbir ciddi göreve çıkmadı.
Sadece tek bir I-400 sınıfı denizaltı, Pasifik’teki küçük bir adada toplanmış olan Amerikan kuvvetlerini bombalamak için son bir çaba göstermek üzere yola çıktı ancak görevi tamamlamadan önce Japonya teslim oldu ve savaş sona erdi.
Amerikalılar, Japonya’nın teslimiyetinden kısa süre sonra Japonya açıklarında bir I-400 sınıfı denizaltı yakaladılar ancak ilk başta bunun ne olduğundan tam olarak emin değillerdi.
Japon mürettebatı, tüm saldırı uçaklarını denize atmıştı. Amerikalılar, ilk başta bunun kargo taşımak için tasarlandığına inandılar ancak kısa süre sonra denizaltının gerçek amacını ve Japonya’nın neden savaşın başında onları hiç kullanmadığını çözeceklerdi.
Amerikalılar, I-400 sınıfı denizaltıların özellikle yanlış ellerde tehlikeli bir silah olduğunu düşünüyorlardı.
Hawaii kıyılarında batmış olan I-400’ün kalıntıları.
1946’da Sovyetler denizaltıları kendileri incelemek isteyince Amerikalılar, I-400’leri Hawaii kıyılarında batırarak enkazlarının tam yerini gizli tuttular ve farklı koşullar altında savaşın gidişatını değiştirebilecek yeni ve iddialı bir silahın defterini kapattılar.
Japonya’nın gizli silahı, bir denizaltının gizliliği ile bir uçak gemisinin saldırı kabiliyetini birleştiren parlak bir tasarımdı ancak gidişatı değiştirmeye yetecek kadar erken hazır olmadı.
Peki sizce Japonya, bu planında başarıya ulaşsaydı günümüzde ne gibi değişiklikler olurdu? Yorumlarda düşüncelerinizi bekliyor olacağız.