Geçtiğimiz haftalarda Aydın KYK Güzelhisar Kız Yurdu’ndaki yaşanan asansör kazası (!) sonucu Zeren Ertaş adlı öğrencinin üzücü bir şekilde hayatını kaybetmesi, başta KYK yurtları olmak üzere toplu yaşam alanlarındaki asansörlerin güvenlik sorunlarının gündeme taşınmasına neden oldu. Bu ve bunun ardından gelen diğer asansör arızalarından dolayı da herkesin merak ettiği konuların başında “Neden denetlenmiyor, suç kimde?” sorusu geliyor.
Türkiye’yi derinden üzen facia hakkında pek çok iddia bulunsa da bilirkişi incelemelerinin ve resmî soruşturmanın tamamlanmamasından dolayı söz konusu kazanın (!) sebebi hâlen bilinmemekte. Çanakkale, Gebze gibi pek çok şehirdeki KYK yurtlarında da asansör arızaları ve kazaları nedeniyle birçok öğrenci zor durumda kalırken her binişte korkularını da yanına almak zorunda kalıyor.
Asansörlerin güvenli kullanımına yönelik detaylı açıklamalar bulunmaması ve kamuoyunun aydınlatılmamasından dolayı biz de bu konuyu uzmanına sorduk ve neler olmuş olabileceği hakkında yanıtlar aldık.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Önceki Başkanı İbrahim Mart’a sormuş olduğumuz sorulara aldığımız cevaplarda, asansör kazalarının asıl nedeninin, yapılmayan denetimler ya da alınmayan önlemler olduğunu görüyoruz.
Başta belediyeler ve bina yöneticileri olmak üzere ilgili tüm taraflar sorumluluklarının gereklerini yerine getirmeli.
Belediyeler; asansörlerin tescili, ruhsatlandırması ve periyodik muayenesi ile ilgili olarak görevlendirilmiş resmî kurumlardır. Özellikle periyodik muayenenin yeterince yerine getirilmemesinden kaynaklı Sanayi Bakanlığı; asansör muayeneleri, mevcut asansörlerin iyileştirilmesi ve teknik mevzuata uygun hâle getirilmesi için süreci düzenleyici bir yönetmelik çıkarttı.
Yönetmelik gereğince de ilgili belediyeler muayene işlerini protokoller aracılığıyla farklı muayene kuruluşlarına yaptırıyor. İbrahim Mart ise aslında kamusal olması gereken denetimlerin piyasaya açılmasının, rekabet unsuru hâline getirilmesine neden olduğunun altını çiziyor.
Mart: İnsanların can ve mal güvenliğini birinci dereceden etkileyecek söz konusu denetimler, kamusal bir hizmettir ve piyasanın insafına bırakılmamalıdır.
Asansör muayenelerinden yasal olarak sorumlu olan belediyeler, belirttiğimiz gibi muayeneyi başka kuruluşlara yaptırıyor. Bazı asansörlerin denetimini TSE (Türk Standartları Enstitüsü) ya da TMMOB Makina Mühendisleri Odası yani kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlar yaparken bazı şehirlerde ise bu denetimler kâr amacı bulunan özel firmalar tarafından yapılıyor.
İbrahim Mart ise TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nın da yapmış olduğu açıklamalar ile uyuşan bir yanıt veriyor. Mart, aslında işin böyle olmaması gerektiğini belirtiyor ve belediyelerin, ilçe sınırları içindeki asansörlerin yıllık periyodik denetimlerini kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yaptırılması gerektiğini vurguluyor.
İbrahim Mart, şunu da ekliyor: Kâr amacı güden kuruluşlar yüzünden hizmet kalitesi düşebileceği gibi denetimlerin düzgün yapılmamasından kaynaklı kazalar meydana gelebilir.
Asansörlerin bakımı ve denetimi nasıl yapılıyor?
Asansörlere hizmete alındıktan sonra çalıştığı süre boyunca yılda bir defa periyodik, ayda bir defa da bakım ve kontrole girer. Sorumluluğun başı aslında bina yöneticileri ve ayda bir bakım yapan firmalardır.
Asansörlerin kullanılmadan önceki sürecinde de çeşitli kontroller vardır. Asansörleri üreten ve tasarlayan firmaların kontrolleri ise onaylanmış kuruluşlara yaptırılır ve mevzuata uygunluk belgesi alır.
Tescilin yapılmasının ardından ise belediyeler, asansörlere tescil ve işletme ruhsatı verir. Belediyeler sadece ruhsat vermekle kalmaz, aynı zamanda periyodik kontrolleri yapacak firmalar ve bina yöneticileri ile ilgili sorumlulukları da üstlenir.
İbrahim Mart, bu sürecin aslında nasıl işlemesi gerektiği hakkında da detaylı bilgi verdi.
“Bina yöneticisi, asansörün güvenli bir şekilde çalışır tutulmasından birinci derecede sorumludur. Denetimlerde tespit edilen hususlar ve eksikliklerin yerine getirilmesinden; bina yöneticisi ve bakım firmaları, nihai planda da belediyeler sorumludur.
Yöneticiler, kırmızı etiketli asansörleri çalıştırmamalıdır. Ayrıca asansör eğer ikinci muayenede de kırmızı etiket aldıysa asansörün kapatılması ve ‘mühürlenmesi’ ilgili belediyenin görevidir.”
Her şeyin bu kadar düzenli yapılması gerektiği yönetmeliklerce belliyken kazalar neden oluyor?
Herkesin asıl merak ettiği “Neden?” sorusuna İbrahim Mart’ın verdiği cevap birçok kez başımıza gelen sebepten kaynaklı: “ihmal”.
Mart, açıklamalarına şunları da ekliyor: Üzücü can kayıplarına yol açan “kazalar”; mühendislik hizmetlerindeki eksiklikler, maliyetleri düşürme çabaları, kontrol-bakım-onarım kalitesinin düşüklüğü ve yetersizliği, işin gereği olan hususların (denetim sonuçlarının yapılmaması, geciktirilmesi vb.) ihmali nedeniyle yaşanmaktadır.
15 kişilik asansöre, 1 kişi fazla bindi diye asansör düşer mi?
Aydın KYK yurdundaki kaza, zemin kattaki asansöre 16 kişinin binmesi ve asansör kapısının açık biçimde aşağı doğru kayması sonucu Zeren Ertaş’ın kabin ile durak kapısı arasına sıkışarak hayatını kaybetmesi, 15 öğrencinin de yaralanması ile sonuçlandı. Yetkililerin kaza sonrası yaptığı bazı açıklamalarda ise sebep, “15 kişilik asansöre 16 kişinin binmesi” olarak gösterildi.
“Sadece bir kişi ile bu asansör nasıl düşebiliyor?” sorusu ise herkesin açıklamalara gösterdiği tepki oldu. Bu konu hakkındaki sorumuza İbrahim Mart’ın yanıtı ise nereden bakılırsa bakılsın ihmalkârlığa çıkıyor.
Mart: Muayenesi yapılmış, hafif kusurlu olduğunu gösteren mavi etiket iliştirilmiş, teknik mevzuata uygun şekilde imali ve bakımı yapılan bir asansörde böyle bir kazanın yaşanması mümkün değildir.
İnceleme sonucu belli olacaktır ama böyle bir olayın yaşanmasının olası sebeplerinden biri, güvenlik algılayıcı elektronik sensörünün görevini yerine getirmemesi, çalışmayan asansörü çalıştırmak için ilgili aksamın devre dışı bırakılmasıdır. Bunun sorumlusu bu işi yapan ve yaptırandır.
İkinci bir olasılık ise asansörde halat, fren, ray gibi yapısal bir kusur olabilir ki bu çok daha vahim. Bunlar da imalatçı, onaylanmış kuruluş ve muayene kuruluşu hatalarıdır.
Çok daha üzücü bir iddia ise neredeyse bir sene boyunca asansörün kırmızı etiketli olmasına rağmen gençlerin hayatı tehlikeye atılarak çalıştırılmış olmasıdır. Bu ancak yurt müdürünün bilgisi dahilinde ve belediyenin görevini yerine getirmemesiyle mümkün olabilir. Çünkü her bir muayene raporu, yöneticiye ve ilgili belediyeye iletilmektedir.
Keşke olmasaydı dedirten kazanın örnek teşkil etmesi, denetimlerin sıkılaştırılması gerekiyor.
Konu hakkında bilirkişi raporu öncesi hiçbir açıklamama yapılmamasından sebep, İbrahim Mart, olması gerekenlerin altını çiziyor. Mart; “Konunun etkin bir şekilde aydınlatılması, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve benzer kazaların önlenmesi için olayın yaşandığı asansörün tasarımdan denetimine kadar tüm süreçleriyle ilgili bilgilerin detaylıca ve dürüst bir şekilde açıklanması gerekir.” diyor.
Bundan sonra olması gerekenler için de İbrahim Mart’ın vurguladığı noktalar var. “Bu olay kamusal ve yoğun kullanıma tabi asansörlerin bakım hizmetlerinin, bu işi bilen vasıflı ehil teknik elemanlarca yürütülmesi gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Bakım firmalarında görevli olması gereken personelin, MMO (Makina Mühendisleri Odası) tarafından eğitilip belgelendirilmiş olması ve teknik sorumluların tam zamanlı istihdam edilmesi sağlanmalıdır.
Muayene kuruluşlarında denetim yapan mühendisler, MMO tarafından eğitilip belgelendirilmektedir. Bu mühendislerin, tam zamanlı istihdamı sağlanmalı ve bu husus kontrol edilmedir. Ayrıca asansörlerde bakım yapan yetkili şirketlerin ve çalışanlarının yeterliliklerinin de gözden geçirilmesi gerekir.”
Sadece yetkililerin değil, bina sorumluların da dikkat etmesi gerekiyor.
Yapılması gereken ancak birçok kişinin göz ardı ettiği durumlar sonucunda kazaların meydana gelmesi üzerine Mart: Asansörlerin güvenli bir şekilde çalışıp “emre amade” olmasından birinci derecede sorumlu olan bina yöneticileri, özellikle kamusal, halka açık toplu kullanılan asansörlerin muayene sonucu saptanan eksiklikleri hemen gidermeye yönelmeli, asansörlerin tehlike yaratacak şekilde (kırmızı etiket, bilinçli olarak güvenlik aksamlarından birinin devre dışı kalması veya devre dışı bıraktırılması, ekipmana yanlış müdahaleler vb.) kullanımını engellemelidir.
İbrahim Mart ayrıca Aydın ve Çanakkale KYK yurtlarında uzun süre “kırmızı etiketli” asansörlerin çalıştırılmasının vahametine de dikkat çekiyor. Belediyelerin, özellikle tehlike arz eden ve kırmızı etiket alan asansörlerin çalışmasını durdurması ve mühürlemesi gerektiğini de sözlerine ekliyor.
İbrahim Mart’ın açıklamaları ve yaşanan diğer kazalar sonucu aslında yine anlıyoruz ki asansör kontrolleri kamusal hizmet ve kamusal denetim anlayışıyla kâr amacı gütmeden, bilimsel teknik esaslara, standart ve yönetmeliklere uygun olarak, yetkilendirilmiş uzman mühendis kadrosuyla yapılmalı.
Sıkı denetim, tüm yurtlar genelinde yapılmalı.
Yine muamma olan ve neden hâlâ devam ettiği bilinmeyen bir diğer konu da Aydın’daki olaydan sonra yurtlardaki asansör arıza ve kaza haberlerinin gelmeye devam ettiği.
Üzücü haberlerle karşılaşmamak adına umarız ki gerekli tüm önlemler alınır ve gençlerin “otel” gibi çok katlı olan yurtlarda asansöre binmeye “mecbur” kaldığı için canı yanmaz.