Bir şeyler izlemeyi düşündüğünüzde bile aklınıza otomatik olarak yanında ne yiyebileceğiniz gelir. Hatta günümüzde “iPad kid” olarak tanımladığımız, bir şeyler yerken video izlemeden duramayan kişiler hâline geldik hepimiz. Peki bunun nedeni ne?
Yoğun bir okul veya iş gününde eve gitmeyi hayal ettiğiniz anları düşünün. Muhtemelen televizyon karşısında uzanıp bir şeyler izlemeyi düşlerken yanında yiyecekleriniz de hayalinizin içindedir.
Sevdiğiniz bir yemek, patlamış mısır, cips, kuru yemiş, çikolata, içecekler… Hepsi o karededir. Sahiden, neden bir şeyler izlerken bir şeyler yemek bize bu kadar keyif veriyor?
Bir şeyler izlerken bir şeyler yemek arasında ispatlanmış bir ilişki bulunuyor.
Bu davranışımızın nihai bir sebebi yok. İlk nedeni, alışkanlık. İnsanlar olarak, bir şeyler izlerken atıştırmaya programlandık. Artık iki farklı eylem, birbiriyle kombinasyon hâline geldi.
Temizlik yaparken müzik dinlemek gibi düşünebilirsiniz. Hangimiz arka planda bir şarkı veya podcast çalmadan temizlik yapmayı düşünebilir ki artık? İşte film, dizi, video izlerken bir şeyler yemek de böyle bir şartlanmaya dönüştü.
Duygularla başa çıkmanın da rolü var.
Yemek yiyerek veya bir şeyler içerek duygularımızla başa çıkmaya çalışmamız inkâr edilemez bir gerçek. Hatta bu durum, bazı insanlarda yeme bozukluğuna gidebilecek kadar ciddi seviyelerde. Diyetisyen Jacyln London’a göre sevdiğimiz bir şeyi yerken mutluluk hormonu salgıladığımız için olumsuz duygular karşısında hemen yemeğe sarılabiliyoruz.
Bir şeyler izlerken ise duygular arası dalgalanma yaşayabiliyoruz. Breaking Bad dizisini düşünün. Heyecan, korku, mutluluk, stres, umut… Hepsi vardı. İşte London, bu duyguları kendimize hissettirmek yerine yemek yiyerek bastırmaya çalıştığımızı söylüyor.
Sade bir mutluluğu değil, mükemmeli arıyoruz.
Beslenme Terapisti Alissa Rumsey, akşamları TV izlerken bir şeyler yemeyi sabırsızlıkla bekleyen danışanlarının bunu rahatlamak ve beyinlerini kapatmak istedikleri için yaptığını söylüyor.
Bunun nedeni ise yalnızca sade bir mutluluktan ziyade mükemmel seviyede bir mutluluğa erişmek istemeleri. Hem yemek yerken hem bir şeyler izlerken dopamin salgıladığımız için ikisi birleştiğinde kusursuz bir mutluluğa ulaşıyoruz da diyebiliriz.
Dikkat süremizin de etkisi var.
Artık neredeyse hepimizin dikkat süresi, Japon balığından bile aşağı seviyeye düştüğünden tek bir işe odaklanamıyoruz. Oturup bir filmi baştan sona dikkatlice izleyemiyoruz. Elimiz bir süre sonra telefona ya da başka bir şeye gidiyor.
Bu yüzden yemek yemek bir nevi multi-task (çoklu-görev) işlevi sağlıyor ve bir şeyler izlerken kendimizi meşgul edebileceğimiz başka bir uyaran daha oluyor.