İkinci Dünya Savaşı döneminde acımasız Japon askerker cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için aralarında birçok çocuğun bulunduğu yaklaşık 20.000 Koreli kadını seks kölesi olarak kullandı.
“Konfor/Rahatlama Kadınları” olarak adlandırılan seks kölesi kadınlar, bir anda hayatlarının bu denli değişeceğinden habersiz bir şekilde ailelerinden koparılıp kendilerini bambaşka bir hayatın içinde buluyordu.
Küçük yaşta seks köleliğine zorlanan Kim Bok-Dong ve Lee Ok-seon’un dehşet verici yaşam öykülerini kendi ağızlarından dinlemeye hazırsanız başlayalım.
Yalnızca 14 yaşındayken seks kölesi olmak üzere kaçırıldılar.
1926 yılında 14 yaşında olan Kim Bok-Dong ve Lee Ok-seon, o senelerde Japonya’nın himayesinde olan Kore’de yaşamlarını sürdürüyordu. Japonlar, Korelileri kullanarak onlara istedikleri her şeyi yaptırmaya çalışıyordu.
Küçük yaştaki oğlanları okullarından alıp “öğrenci askerler” olarak ordularına sokuyorlar, küçük kızları ailelerinin mal varlığına el koymakla tehdit ederek kaçırıyorlardı.
Kaçırıldıkları travmatik günü kendi sözleriyle anlattılar.
Lee Ok-seon, kaçırıldığı günü şu sözlerle anlatıyor:
“Ailem için bir ayak işi yapıyordum. Bir grup üniformalı adam arabadan fırlayarak bana saldırdı ve arabaya sürükledi. Araç uzaklaşırken 14 yaşımda anne babamdan ebediyen ayrıldığıma dair hiçbir fikrim yoktu.”
Kim Bok-Dong’un kaçırılış hikâyesi ise şu şekilde:
“Evlere girip bizi zorla alıp götürüyorlardı. Gitmek istemediğimiz takdirde ailemizin tüm mallarına el koymakla bizi tehdit ediyorlardı. Bir gece limana götürüldüm ve yaklaşık 30 kızın bulunduğu bir gemiye bindirildim.”
“Rahatlama istasyonları” adı verilen yerlerde tecavüze uğruyorlardı.
“Rahatlama istasyonları” denilen bu yerler aslında hastanelerdi. Yaptıkları çirkinliği örtmek isteyen Japon askerleri, istismar mağduru kızları hastanede çalışan hemşirelermiş gibi gösteriyorlardı.
Hastaneye ilk defa getirilen kızlar, yetkililer tarafından karşılanıyordu ve muayene edilip odalarına gönderiliyorlardı. Tabii ki aralık veya açık kapıların ardında neler olduğunu herkes anlıyordu.
Yürüyemeyecek hâle gelseler bile boyun eğmek zorundalardı.
Saatlerce süren mide bulandırıcı olaylar, bazı günler öğlen 12’den akşam 6’ya kadar, bazen ise sabah 8’den akşam 5’e kadar aralıksız sürüyordu.
Yürüyemeyecek hâle gelen tecavüz mağduru “konfor kadınları”, karşı koymak istediklerinde dayakla cezalandırıldıkları için boyun eğmeye mahkûm ediliyorlardı. Her günün sonunda ise doktorlar kızların yaralarını tedavi ediyordu.
Savaşlardan önce artan tekrarlanan tecavüzler, ıstırap verici fiziksel ağrılar, hamilelikler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve kasvetli koşullar…
Kendi aralarında “Bu şekilde yaşamaktansa ölmek daha iyi bir seçenek.” diye düşünen kızlar, ara sıra intihar teşebbüslerinde bulunuyordu.
Hatta, annesinin yiyecek için verdiği parayla alkol alıp intihar etmeye kalkışan Kim Bok-Dong, “Midem o kadar zarar gördü ki, hâlâ sindirim sorunları yaşıyorum.” diyor.
Savaş döneminde birçok kadın sağ çıkamadı.
“Rahatlama kadınları” adı verilen seks kölesi kadınların birçoğu o dönemlerde yaşamını kaybetti. Kim Bok-Dong ve Lee Ok-seon gibi bazı istisna kişiler ise kurtulmayı başardı. 8 yıllık esaretin ardından bir mülteci teknesiyle ailesinin yanına dönmeyi başaran Kim Bok-Dong, orada ne kadar kaldığından bile habersizdi.
Kızlarının çalışmaya gittiğini sanan ailesi, Kim’in yaşadığı travmatik gerçekleri uzun yıllar boyunca öğrenmedi. Ancak uzun zaman sonra annesi ona evlenmesi için baskı yaptığında tüm olanları itiraf edebildi.
Yaşanan yılların yarasını hiçbir şey saramaz ama…
Senelerini belki de dünyanın en korkunç tecrübelerinden birini yaşayarak geçiren bu kadınların hayatı bir daha eskisi gibi olmadı elbette. Kim Bok-Dong’un hâlâ tek isteği ise Japonya’nın resmi ve içten bir özrü. Kim, röportajını etkileyici birkaç cümleyle bitiriyor:
“Eğer tazminat alsaydım, durumu olmayan öğrenciler için kullanırdım. Çünkü ben, öğrenci olmam gereken yılları seks köleliği yaparak geçirdim.”