Baharın esintisiyle her köşede taze kesilmiş çimen kokusu, hepimiz için âdeta baharın müjdecisi gibi. Ortaya çıkan bu kokuya ise bayılmayan yok, kabul edelim.
Aslında içimizi gıdıklayan bu hoş koku, doğanın bize verdiği bir tehlikenin uyarı sinyalinden başka bir şey değil.
Her güzel şeyin içinde kötü bir taraf olduğu gibi çimlerde de kaide bozulmuyor anlaşılan o ki. İyi de bu nasıl bir tehlike olabilir?
Taze kesilmiş çimenlerin yaydığı feromonlar, bilim dünyasında “yeşil yaprak uçucuları” olarak bilinen GLV’lerdir.
Bu koku bize, yiyecekleri hatırlattığı için beynimizi cezbetse de aslında bitkilerin çığlığından başka bir şey değil. Evet, çığlık.
Çimler, kesildiklerinde ya da saldırıya uğramış gibi hissettiklerinde büyük miktarlarda bu feromonu salgılıyorlar. Bu da diğer bitkiler ve hayvanlar için bir tehlike sinyali anlamına geliyor.
GLV’lerin, bitkilerin kendilerini korumak için kullandığı bir savunma mekanizması olduğu kanıtlandı.
Mesela çiğnenen bitkiler, diğerlerine nazaran daha fazla GLV salgılarlar, bu da diğer bitkiler için tehlike konusunda uyarı niteliği taşır.
Aynı şekilde, bazı böceklerin saldırısına uğradıklarında da GLV salgılarlar. Bu durum, onları savunmasız hâle getiren maddeler üretmelerine neden oluyor.
İşin ilginç tarafı, bu koku sadece bize değil; aynı zamanda diğer canlılara da bir mesaj iletiyor.
Bize hoş gelen kokusuyla bu sinyal verilirken doğa için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bazı böcekler de yaprak bitleri tarafından saldırıya uğradıklarında GLV’lerin yaydığı kokuya tepki veriyorlar ve bu da bitkilerin dengesini sağlamalarına yardımcı oluyor.
Sonuç olarak, baharın müjdecisi taze çim kokusunu hissetmek, bize doğanın muhteşem dengesinden şaşmadığını her mevsim yeniden hatırlatıyor…