Biyoloji derslerinde vücudumuza dair bir şeyler öğrendik fakat en ilginç olanlarını atlamışız gibi duruyor! Birazdan bahsedeceğimiz bilgiler ise “Vay be, bunu nasıl daha önce duymamışım!” dedirtebilir.
Birçok sıra dışı özelliği barındıran vücudumuzda olup bitenlere hâkim olduğumuzu düşünüyoruz fakat yanılıyoruz. Günler, aylar, yıllar boyunca birbirinden ilginç detaylar meydana geliyor ve neredeyse hepsinden habersiziz.
Örneğin akşamları, sabahtan daha kısa olduğunuzu biliyor muydunuz? Peki ya vücudumuzda, dünyadaki tüm insanların sayısından fazla yaşam formu olduğunu? Bunlar gibi birçok bilmediğimiz özelliklerimizi daha yakından tanıyalım.
Vücudumuzla ilgili hiç bilmediğimiz enteresan gerçekler:
Akşamları, sabaha kıyasla daha uzun boylu oluyoruz.
Yer çekimi, ayakta durduğumuzda omurların arasını düzleştiriyor ve suyu, omurilik disklerinin arasından dışarı itiyor. Bu da 1 cm daha kısa olmamıza sebep olabiliyor. Uyuduğumuzda vücudumuz dinleniyor ve kıkırdaklar eski hâline dönüyor. Bu yüzden sabahları yaklaşık 1 cm kadar daha uzun oluyoruz.
İskeletimiz, her 10 yılda bir kendini yeniliyor.
İnsan iskeleti, “modelleme” adı verilen bir süreçte oluşuyor ve yetişkin olana kadar büyüyor. Daha sonra yaklaşık her 10 yılda bir kendini tamamen yeniliyor. Kemik dokusunun ise yaklaşık %20’si, her yıl “yeniden yapılanma” yoluyla değiştiriliyor.
Vücudumuzda, dünyadaki insanlardan çok daha fazla yaşam formu var.
İçimizde ve üzerimizde trilyonlarca minik organizma yaşıyor. Bu organizmalar, mikroplar olarak biliniyor ve bakterileri, virüsleri, mantarları içeriyor. Şu anda dünyadaki insanlardan daha fazlası bedenimizde yaşıyor! Üstelik bağırsaklarımızdan bundan kat kat fazlası var! Vücudumuz, adeta bir ekosistem gibi…
Parmaklarımızda hiç kas yok.
Vücudumuzda tendonlar, kasları kemiğe bağlayan sert liflerdir. Küçük çıkıntılarımızdaki kemikleri kontrol eden tendonlar, avuç içimizdeki 17 kasa ve ön kolumuzdaki 18 kasa bağlı ancak bunların hiçbiri parmaklarımızda değil! Parmaklarımızda kas olmamasının evrimsel bir sebebi de var fakat bu, başka bir içeriğimizin konusu olsun…
Kıllarımız, tat alabilir.
silia
Akciğerlerimiz ve burun kanallarımız; kirleri temizleyen, “silia” adı verilen çok küçük kıllara sahip. Bu kıllar, nikotin gibi acı tatlara tepki veriyor. Daha ilginci, sadece acı tatlara tepki veriyorlar.
Kızardığımızda, midemiz de kızarıyor.
Sinir sistemi tarafından salgılanan adrenalinin bir sonucu olarak, yanaklarımız kızardığında vücudumuzdaki kan akışı artıyor ve midemizin astarı da kırmızıya dönüyor..
Birbirinden farklı 1 trilyon kokuyu ayırt edebilme kapasitesine sahibiz.
2014 yılında yapılan araştırmadan önce, insan burnunun yalnızca 10.000 kokuyu ayırt edebildiği biliniyordu ancak bunun çok daha ötesi varmış! Hayal etmesi bile zor geliyor fakat burnumuz, 1 trilyon farklı kokuyu birbirinden ayırt edebiliyor.
İşte tüm bu ilginç özelliklerimiz, harika bir yapı olan bedenimizi biraz daha tanımak ve takdir etmek için var! Her nefes aldığımızda, her adım attığımızda bu mucizevi işleyişe hayran kalmamak elde değil…