Mahfi Eğilmez’in gündeme getirdiği ekonomik kavramlar olan skimpflasyon ve greedflasyon nedir? Gelin birlikte inceleyelim.
İktisatçı, bürokrat ve yazar Mahfi Eğilmez, yazılarında ve X paylaşımlarında kullandığı üç kavramla dikkat çekti. Bu kavramlardan biri skimpflasyon, biri shrinkflasyon diğeri ise greedflasyon oldu. Peki nedir bu üç kavram? Bildiğimiz enflasyondan farkları ne?
Mahfi Eğilmez’in gönderileri şöyleydi:
Eğilmez’in yazısına buradan ulaşabilirsiniz.
Öncelikle skimplfasyon ile başlayalım.
Skimpflasyon, aslında nostalji yapanların farkında bile olmadan dem vurduğu bir kavramdır. Özünde “aynı fiyata daha kalitesiz ürün satmak” olarak tanımlanabilecek olan skimpflasyonda ürünlerin içeriği değişir, kalitesi düşer. Örneğin birinci sınıf peynir değil de ikinci sınıf peynir kullanılmaya başlanır. Eskilerin sık sık dile getirdiği “Nerede o eski kokulu domatesler?” sorusunun cevabı da kısmen bu olguyla açıklanabilir: Türkiye’nin alım gücü düştükçe daha iyi olan ürünler yurt dışına satılırken bize tatsız, kokusuz, vitaminsiz domatesler kalıyor. Domates içeren ürünlerde de bu domatesler kullanılıyor.
İkinci konu ise greedflasyon
Greed sözcüğü, İngilizce açgözlülük anlamına gelmektedir. “Nasılsa almak zorundalar” diye düşünen fırsatçılar, enflasyonla ya da kurla açıklanamayacak zamlar yaparak greedflasyona neden olurlar. “Bırakınız yapsınlar, iktisadî ilerleme bireyin çıkarını maksimize etmesiyle olur” felsefesinin kurucusu olan Adam Smith bile bu insanları görse “O kadar da demedik!” derdi. İnsanlar almak zorunda olduğu ve nasılsa alacakları için enflasyonun iki katı fiyat artışları gördüğümüz ürünler greedflasyondan etkileniyor.
Bir de Shrinkflasyon kavramı var
Burada da ürünün fiyatı yine aynı kalıyor, elbette bu fiyat sabitliği detaylara baktığımızda geçerli olmuyor. 100 gramlık ürün 80 grama düşüp de fiyatı aynı kaldığında ürünün kilo fiyatı aslında %25 artmış oluyor. Bu durumda fiyat artışı azalan gramajın arkasına gizlenmiş oluyor. Özellikle ekmek gibi ürünlerde sık sık bu durum göze çarpıyor. Paketli ürünlerde de önce gramaj azalıyor, sonrasında maksi boylar piyasaya çıkıyor. Piyasa düzelirse maksi paketlerden maksi ibaresi kalkıyor, maksi boy standart hâle geliyor. Bir sonraki ekonomik darboğazda bu paketler de küçülüyor.
Peki şu andaki durumumuz ne?
Hem ürünlerin kalitesi düşüyor hem gramajları azalıyor hem de fiyatları artıyor. Bu durumda da açıklanan enflasyon ile algıladığımız enflasyon farklı oluyor. Bu yüzden de ekonomik sıkıntıların yarattığı baskı, günlük hayatımızı da rakamlarla ifade edilenden fazla etkilemiş oluyor.
Yani özetle, her şey hem daha kalitesiz hem daha küçük ama gene de bir şey almaya paramız yetmiyor.