Hepimiz “pembe yalan” da olsa yalan söylüyoruz. “Ben yalan söylemem.” diyen yalan söylüyordur. Bunu söylerken karşınızdaki, beden dilinden biraz olsun anlayan biriyse yalanınız çok kolay bir şekilde ortaya çıkabilir. Eğer siz karşınızdakinin yalan söyleyip söylemediğini anlamak istiyorsanız okumaya devam edin!
Yalan söyleyen bir kişide pek çok nicel işaret ortaya çıkabilir. Elbette bu işaretlerin hepsinin yüzde yüz yalan işareti olduğunu söyleyemeyiz ancak araştırmalar, yalan söylerken görülen potansiyel beden dili ipuçlarını yıllardır ortaya koyuyor.
İçeriğimizi okuduktan sonra kendi beden dilinize hakim olmaya çalışırken saçmalayabilir ya da karşınızdakinin beden diline odaklanmaktan söylediklerini dinleyemeyebilirsiniz. Haydi başlayalım.
Beden dili bilmek, suç vakalarında ve olayların çözülmesinde büyük önem taşıyor.
Biz fark etmesek de iletişim, sözlü dilden ziyade beden diliyle gerçekleşiyor. Ağızdan çıkan bir cümlenin yanında kullanılan beden dili, çok daha fazla şey anlatıyor. Özellikle suç vakalarında; şüphelilerin ya da tanıkların duygu durumları, tepkiler, hareketler, mimikler; kısacası beden diline dahil olan her şey suç mahallinde bulunan kanıtlar kadar değerli.
Üstelik bu şekilde çözüme kavuşan birçok vaka var. Biz şimdilik karmaşık yönlerine girmeden sadece günlük hayatta karşılaşılması olası, basit örnekler üzerinden ilerleyeceğiz. Konuya ilgi duyup daha detaylı bilgi edinmek isterseniz beden dili uzmanlarının bilimsel makalelerine göz atabilirsiniz.
Yalan söylerken elleri kullanmaya yatkınlık artar.
Yalan ile eller bağdaştırılabilir ancak yalan söylenen esnada değil. Yalanı söyledikten sonra! Zihnimiz, hikâyeyi uydurmak, inanılıp inanılmadığını anlamak ve öyküye buna göre eklemeler yapmak dahil birçok şey yapıyor. Yani normalde bir açıklamanın öncesinde gerçekleşebilecek normal bir jest, açıklamanın ardından yapılıyor.
Michigan Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, yalan söyleyenlerin doğruyu söyleyenlere göre her iki elini de kullanma olasılığının daha yüksek olduğunu buldu. Yalan söyleyenlerin yüzde kırkı, her iki elini de kullanırken doğruyu söyleyenlerde bu oran yüzde yirmi beşti.
Ellerle ilgili ulaşabileceğimiz bir diğer ipucu ise avuçların açık olmaması. Yani güvenilir bir izlenim vermek istiyorsanız avuçlarınız her zaman konuştuğunuz kişi ya da kişilere açık olmalı.
Vücut, istemsiz hareketler yapmaya başlayabilir.
Yalan söylerken vücudun ileri geri sallanması, başın yana eğilmesi, bacak sallama, oturulan yerde kıpırdanma gibi hareketler ortaya çıkabilir. Çünkü gergin olduğumuzda, sinir sistemimizdeki dalgalanmalar vücudumuzda kaşıntı ya da karıncalanmaya sebep olur ve daha fazla hareket etme eğilimine gireriz.
Hatta “bakım davranışları” olarak adlandırabileceğimiz saçla oynama veya kıyafetleri düzeltme de yalan söylerken ortaya çıkabilecek hareketlerden.
Hareketlerle konuşma uyumsuz olabilir.
Uyumsuz jestler, kişinin söylediği sözlerle eşleşmeyen beden hareketleridir. Örneğin bir kişi, “evet” derken başını “hayır” anlamında sallıyorsa bu onun doğru söylemediğine işaret edebilir.
Yukarıda iyi bir oyunculuk örneği olarak Steve Carell’ı görüyoruz. “Hayır!” derken başını söylediğiyle uyumlu bir şekilde hareket ettiriyor.
Peki yüzden ortaya çıkabilecek ipuçları neler? Gözlerden başlayalım.
Konuşurken gözlerin başka yöne çevrilmesi, bir sonraki adımda ne söyleyeceğimizi düşündüğümüz için ortaya çıkabilir. Ancak bu durum her zaman doğru olmaz çünkü herhangi bir şeyi düşünürken ya da hatırlamaya çalışırken de sağa sola bakabiliriz.
Gözlerle ilgili asıl önemli olan, sabitlik. Yalan söyleyenlerin dik dik karşısındakine bakma olasılığı, doğru söyleyenlere göre çok daha yüksek. Nicel bir veriyle söyleyecek olursak yalan söyleyenlerın yüzde yetmişi, yalan söyledikleri kişiye dik bir şekilde bakıyor.
Bir diğer bulgu ise yalan söylerken elleri gözlere koymak ya da gözleri kapatmak. Fakat gözler ve beden dili konusunda çok daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Ayrıca göz teması kurup kurmamak kültürden kültüre çok değişken bir şey.
Ağızdan ne gibi ipuçları yakalayabiliriz?
Dudaklar, neredeyse kaybolacak noktaya kadar içe kıvrıldığında bu bir yalan işareti olabilir çünkü yalan söyleyen kişi istemsiz bir şekilde duygularını ve gerçekleri bu şekilde saklamaya çalışır. Ayrıca sohbete katılmak istememe anlamına da gelen dudak büzme, yalan söylerken de ortaya çıkabilir.
Ses tonuna ne demeli?
Gergin olduğumuzda ses tellerimizdeki kaslar, strese karşı içgüdüsel bir tepki olarak gerilebilir. Bu da sesin çok tiz çıkmasına sebep olabilir. İşte bu gerilmiş kasları düzeltmek için boğaz temizleme, öksürme gibi hareketler de yalanın eşlikçisi olarak ortaya çıkar.
Ek olarak; yalan söyleyen kişilerin, seslerini yükselterek konuşma eğiliminde olduğu birçok kez kanıtlandı. Fakat bu, savunmaya geçmek için de yapılabilen bir refleks.
İlginizi çektiyse birkaç önerimiz var.
Evet, birinin yalan söyleyip söylemediği beden dilinden anlaşılabilir ancak bu, yüzde yüz doğru bilgi demek değildir. Bireysel farklılıklar ortaya çıkabilir, kişinin oturduğu koltuk rahatsız olabilir, gerçekten kaşınmış olabilir, kaygılı olabilir…
Beden dili konusuyla amiyane tabirle kafayı bozarsanız bir süre sonra karşınızdakinin beden diline odaklanmaktan ya da şüphe duymaktan onu dinleyemiyorsunuz bile benden söylemesi… Yine de bu tarz konular ilginizi çekiyorsa birkaç öneri bırakalım:
Beden dili odaklı polisiye dizi olan “Lie to Me”ye; gerçek suç vakalarının, ünlülerin ve siyasetçilerin konu olduğu “A Faking it Special” belgeseline, “Liar Liar” filmine veya FBI’ın yalan analizi konusunda gelişim gösterdiği dönemlere parmak basan “Mindhunter” dizisine göz atabilirsiniz.