İçeriğimizin konusu olan tüyler ürpertici kaza için hâlâ resmî bir kaza raporu yayımlanmadı ve gizemini korumaya devam ediyor. Bu yüzden kazanın sebebine dair net bir açıklama yapmak mümkün değil fakat bazı teoriler var.
Bundan 7 yıl önce, Mısır Hava Yolları 804 uçuş numaralı uçuşta yaşanan gizemli bir olay, korkunç bir felakete yol açacaktı ve sonu Akdeniz’de bitecekti.
Üzerine teoriler üretilen ancak net bir ipucu bulunamayan kazada neler olduğunu öğrenmeye hazırsanız daha yakından bakalım.
Öncelikle bahsetmekte fayda var: Uçaklar güvensiz araçlar değil.
Bir arabaya bindiğimizde, uçağa bindiğimizden çok daha az korku duyarız, belki de hiç duymayız. Kaza ihtimalini çoğu zaman aklımıza getirmeyiz fakat uçakta muhtemelen en az bir defa kaza riskini düşünürüz.
Ancak istatistiklere baktığımızda uçaklar, otobüslerden veya arabalardan çok daha güvenli ve kaza oranları daha düşük. Özellikle yeni teknolojiler sayesinde uçaktaki güvenlik endişemizin minimuma inmesi sağlanıyor. Bu yüzden, anlatacaklarımız, uçaklar hakkında ön yargı ve korku oluşturmasın.
Şimdi olayın yaşandığı 18 Mayıs 2016 tarihine dönelim.
Köklü bir şirket olan Egypt Air; Mısır Kahire’ye yalnızca yolcu değil, kargo da taşıyan bir firmaydı ve o gün de Kahire’ye klasik uçuşlarından birini gerçekleştirecekti.
Fransa’nın başkenti Paris’ten kalkacak olan Egypt Air uçağının, 4 saat sonra Mısır’ın başkenti Kahire’ye varması planlanıyordu.
Uçakta, deneyimli pilotlar ve birçok farklı milletten yolcu vardı.
Yaklaşık 13 yıldır kullanılan Airbus uçağında Fransa ve Mısır ağırlıklı olmak üzere 12 farklı ülkeden toplamda 56 yolcu bulunuyordu. Ayrıca 2 pilot, 5 kabin memuru, 3 şirket güvenliği olmak üzere 10 kişilik bir uçuş ekibi vardı.
Pilotlardan biri, uçmaya küçük yaşlarda başlayan 36 yaşındaki Muhammed Ali adlı kaptandı. Mesleği boyunca 6275 saat uçuş yapmıştı. Yardımcı pilot Muhammed Memduh da kaptan pilot kadar olmasa da oldukça deneyimliydi. Onun uçuş süresi ise minimum 2750’ydi.
İlk saatleri sorunsuz geçen yolculukta uçak, aniden radardan kaybolmuştu.
Uçuş günü, hava gayet güzeldi. Yollarına taş koyacak hiçbir olumsuzluk yoktu. Kalkış ve yükseliş de sorunsuz geçmişti. Fransa’dan Mısır’a giden yolda, Yunanistan ve Türkiye’den de geçmeleri gerekiyordu.
Uçuşun ilk 2 saatinde her şey olması gerektiği gibi gidiyordu. Sonra Akdeniz’e geldiklerinde aniden radardan kayboldular. Uçak, kilometrelerce hızla giderek Akdeniz’e düşmüştü. Ne yazık ki uçuş ekibi ve yolculardan hayatta kalan kimse yoktu. Çakılmayla herkes hayatını kaybetmişti.
Kazadan 1 ay sonra enkaza ulaşıldı.
Akdeniz’de uçağın parçaları bulundu. Ancak tuhaf bir şeyler vardı. Uçağın bazı parçaları yüksek sıcaklıktan hasar görmüştü. Bu parçalardan da şu anlaşılıyordu: Uçak düşmeden önce kokpitte yangın çıkmıştı. Ayrıca uçağın tuvaletinde de duman tespit edilmişti.
İnsanlar, bu olayın bir terör saldırısı olabileceğini düşündü.
Bu kazadan yalnızca 3 ay önce, Mısır Hava Yolları’na ait başka bir yolcu uçağı kaçırılmış fakat daha sonra bulunmuştu ve güvenli bir şekilde indirilmişti. 1 yıl öncesinde ise Rus yolcu uçağı, terör saldırısı nedeniyle havada patlamıştı.
Havacılık Tarihinin En Elim Olaylarından: Roketlerin ya da Savaş Uçaklarının Vurup Düşürdüğü Yolcu Uçakları
Bu yüzden teorilerden biri, Akdeniz’e çakılan uçağın da bir terör kurbanı olduğuna işaret ediyordu. Ancak bu teoriye dair somut kanıtlar yoktu.
Sigara içilmesi ihtimali de vardı.
Temsili Görsel
Günümüzde böyle değil fakat o dönemde, Mısır Hava Yolları’ndaki pilotların kokpitte sigara içmesi yasak değildi. Belki de olası bir oksijen sızıntısı, pilotların sigara yakmasıyla birleşince uçakta yangın çıkmıştı.
Yangın kesindi fakat neyden kaynaklandığı bilinmiyordu. Bu yüzden gerçekler hâlâ sır perdesini koruyor ve bu trajik olayın nedeni bir gizem olarak kalmaya devam ediyor.