Bayramlardaki Akraba Ziyaretlerinin Sebep Olduğu Fobi

“Okul bitti mi? Daha evlenmeyi düşünmüyor musun? Sen şimdi mezun olunca ne iş yapacaksın? ve çok daha fazlası. Bayramlar -eski tatlarının olmadığı söylense de- akrabalar başta olmak üzere, birçok insanı bir araya getiren nadir zamanlardan. Ancak bu sorulardan siz de çok sıkılmadınız mı?

Aslında bu sorular, uzun zamandır karşılaşmadığımız veya sıklıkla görüşmeyi tercih etmediğimiz akrabaların, bize bir nevi “nasılsın” deme şekli. Fakat bu durum, hesap sorarcasına bir hâl aldığında işler çığrından çıkabiliyor ve zaten bayramdan bayrama gördüğümüz o insanları, bu özel günlerde dahi ziyaret etmek istemiyoruz.

Eğer siz de bu durumdan oldukça rahatsızsanız psikolojik anlamda bir tür fobi halini almış takıntıya sahip olabilirsiniz.

Akrabalarla aynı ortama girme korkusunun psikolojideki adı “Syngenesophobia.”

Bu durumdan muzdarip olan biri, bırakın akrabalarını gerçekten görmeyi, onları düşünmekten bile tahammül edilemez derecede bir kaygıyla burun burunadır. Ancak etkileri yalnızca bununla sınırlı değil.

Bu endişe öylesine güçlüdür ki kişi, bunun sonucunda panik atak bile geçirilebilinir. Fakat böyle bir kaygı durumu, Syngenesophobia teşhisi koyulan herkes için elbette her zaman geçerli değildir. Ancak yine de meydana gelme ihtimali oldukça yüksektir.

Bu korku sonucunda panik atak geçiren biri, çok sayıda şikayetle karşı karşıya kalabilir.

Örneğin kalp atış ve solunum hızının artışı, kan basıncının yükselişi, kas gerginliği, aşırı terleme ve titreme panik atak sırasında görülen en yaygın belirtilerdendir. 

Akrabalarına karşı inanılmaz bir kaygı içinde olan kişi; düğün, tatil, bayram, herhangi bir kutlama gibi ne tarz bir etkinlik olduğu fark etmeksizin, bu birliktelikten her daim kaçınır.

Aslında Syngenesophobia’nın kesin bir nedeni yoktur. Yalnızca genetik ve kişinin çevresi, bu durumun gelişmesinde önemli bir rol oynayabilir. 

Örneğin ailenizde anksiyete bozuklukları ya da belli başlı spesifik fobiler varsa, bu korkuyu geliştirme ihtimaliniz bir hayli artar. Bunun sebebi de genel anlamda akıl rahatsızlıklarına elverişli olmanızdan ileri gelir.

Bir diğer yandan sahip olduğunuz çevre, ruh halinizi ve psikolojinizi büyük oranda etkiler. Kafanızın uyuşmadığı ya da ciddi anlamda aynı ortamda bulunmaktan zerre hoşlanmadığınız insanlara tahammül zorunluluğu, bu korkunun gelişiminde ve bir fobiye dönüşümünde büyük oranda etkili olur.

Peki bunun üstesinden nasıl geleceğiz?

Syngenesophobia’nın kesin nedenleri olmadığı gibi, bunun için özel olarak ve kesin sonuç verecek tedaviler de yoktur. Ancak bu korkunun sebep olduğu durumları, önemli ölçüde iyileştirmeye yardımcı olabilecek çeşitli tedavi şekilleri bulunmakta.

Örneğin maruz kalma terapisi, genel anlamda fobilerden muzdarip insanlar için en iyi sonuç veren tedavi şekillerinden biri. Adından da anlaşıldığı gibi bu yöntem ile terapist, hastasının belirli bir süreliğine aşamalı bir şekilde korkularıyla yüzleşmesine destek verir. 

Söz konusu Syngenesophobia olduğunda da öncelikle hasta, bazı akrabalarının fotoğraflarına maruz bırakılır ve ardından kişi hazır hissettiğinde kısa süreli ziyaretler gerçekleştirilir.

Bir diğer tedavi yöntemi ise CBT.

CBT, obsesif kompulsif bozukluktan şikayetçi olan kişilerin yanında Syngenesophobia’ya sahip kişiler için tercih edilir. Bu yolla terapist, hastanın sahip olduğu belirli endişe ve korkuyla ilgili olarak böyle düşünmesinin nedenlerini, hissettiklerini ve davranış şekillerini sözlü bir biçimde konuşarak anlamaya çalışır.

Akraba korkusuna dair oldukça yaygın kullanılan bu iki tedavinin yanı sıra uzmanlar; hafif egzersiz, yoga ve kafein tüketiminin azaltılmasını tavsiye etmekte. Eğer tüm bunlar yetersiz kaldıysa doktor kontrolünde alınan çeşitli ilaçlar, bu endişenin üstesinden gelinmesinde yararlı olacaktır. 

Bayramlarda Artık Akraba Ziyareti Yerine Tatilin Tercih Edilmesinin Ardındaki Psikolojik ve Sosyolojik Nedenler

Milli Çay Tabağımızın Üzerindeki Renk ve Motifler Aslında Neyi İfade Ediyor?

Bayram Harçlıklarıyla ‘O Eski Bayramlardaki Gibi’ Keyifli Bir Gün Geçirmek İçin Kaç Paralık El Öpmemiz Gerekir?

Başa dön tuşu