100 yıldan uzun süredir devam eden İsrail-Filistin olayları, günümüzde iyice şiddetlenmiş durumda. Bu savaşı durdurması gereken bir güç olarak gösterilen Birleşmiş Milletler hakkında ise ilginç bir iddia ortaya atıldı.
Filistin ve İsrail arasındaki gerginlik, yerini bir savaşa bıraktı. Öyle ki kara savaşı yerine havadan kadın, çocuk, yaşlı demeden binlerce insanın ölümüne sebep olan bombalar yağdırıldı. Ayrıca hastane, okul ve ibadethaneler de bombalandı.
Savaş krizi sürerken en çok Birleşmiş Milletlerden destek beklendi. Savaşı durdurması beklenen BM’nin pasif kalması ise eleştirilere neden oldu. Sonrasında Birleşmiş Milletler hakkında çarpıcı iddialar ortaya atan bir video, sosyal medyada viral oldu. Şimdi bu videonun doğruluğunu sorgulamak için öncelikle iddialara bakalım.
Viral olan videoda, Birleşmiş Milletler ile BlackRock şirketinin karı-koca olan çalışanlarından bahsediliyor.
Dünyanın en büyük varlık yönetim şirketi olan ve hatta kimilerince ‘dünyayı yönettiği’ düşünülen BlackRock şirketi hakkında bilgi sahibi değilseniz aşağıdaki içeriğimizi okumanızda fayda var:
“Dünyanın Sahibi” Olarak Gösterilen BlackRock Adlı Bu Şirketi Hiç Duymuş muydunuz? Aslında Hayatınızı Yönetiyor!
BlackRock’ın Yatırım Enstitüsü başkanı, Thomas E. Donilon isimli bir adam. Onun eşi de BM UNICEF Başkanı Catherine M. Russel. Viral videoda da tam olarak bu durum sorun olarak anlatılıyor. UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu), sivil toplum kuruluşu değildir ve Birleşmiş Milletlere bağlıdır.
Sosyal medyada paylaşılan ve farklı dillere çevrilen, sonrasında da viral olan bu videonun sahibi; BM’nin, savaşı bilerek durdurmadığından bahsediyor. Hatta savaşı durdurmama nedenlerinin, kendilerini zengin etmek istemelerinden geldiğini iddia ediyor.
Çünkü yine iddiaya göre BlackRock şirketi silah üretimi yapan firmalara yatırım yapıyor. Hatta o şirketlerde büyük hisseleri var. Yatırım kararlarını alan kişi ise Thomas Donilon. Yani BM UNICEF Başkanı Catherine’in kocası. Dolayısıyla savaşa göz yumma sebeplerinin paradan kaynaklandığını defalarca dile getiriyor.
Peki bu iddialar doğru mu?
BlackRock şirketi, Filistin’i de vuran silah ve mühimmat şirketlerinin en büyük yatırımcıları arasında yer alıyor.
Şirket, 2018 yılından beri silah üretimine verdiği destekle Amerika’da gündemde. Çünkü ABD’nin Florida eyaletinin Parkland şehrindeki bir lisede silahlı saldırı olmuştu.
Bu saldırıda 17 kişi yaşamını yitirirken, kullanılan silahın BlackRock şirketinin yatırım yaptığı şirkette üretildiği ortaya çıktı. 2022 yılındaki Texas ilkokul katliamı sonrası BlackRock ve silah üretim şirketlerinin hissedarlığı tekrar Amerikan halkı tarafından gündeme getirildi.
BlackRock şirketinden, silahlı saldırılar sonrasında silah üreticilerine baskı yapması istendi. Silah satışında yaş sınırının artırılmasını ve hatta bir değişim görülmezse, silah üreten şirketlerin yönetim kurullarının değişimine oy vereceğini dahi söylemesi önemli adımlardan olacaktı.
Fakat BlackRock bunları yapmadı ve bozulan imajını düzeltmek için minimal değişikliğe gideceklerine dair bir mektup paylaştı. Değişikliğe gittiler mi ve gittiler de ne kadar etkili oldular bilinmez. Yani viral videoda söylenen silah üreten şirketlerde hisselerinin olduğu doğru.
Şimdi UNICEF cephesine bakalım:
UNICEF Başkanı Catherine M. Russell, savaşın durdurulması için açıklamalar yapmıştı.
Catherine M. Russell; iyi eğitim almış, ABD hükûmetinde Barack Obama döneminde Başkan Yardımcılığı ve Beyaz Saray Başkanlık Personel Ofisi Direktörlüğü gibi görevlerde başarılı olmuş bir isim.
Filistin-İsrail olaylarında Russell, “UNICEF ve ortaklarımız, çocuklar için sahada kalmaya kararlıdır. Ancak hiç kuşkunuz olmasın, durum her geçen saat daha da kötüleşiyor ve çatışmalar acilen sona erdirilmediği takdirde bölgedeki çocukların akıbeti konusunda derin bir endişe duyuyorum.” şeklinde açıklama yaptı.
Ayrıca “Ancak biz ve siz, çocukları bu şiddet sarmalından kurtaracak güce sahibiz.” diyerek savaş bölgesindeki çocuklar için yardım istedi.
Bu durumda viral videoda söylenen UNICEF Başkanı hakkındaki bilgiler de doğru gibi duruyor. Elbette sadece mesleki anlamdaki iddiaları doğru. Çünkü savaşın devam etmesini isteyen birinin bu denli çarpıcı açıklamalar yapması beklenemez. Tabii göz boyama ihtimalini göz ardı edemeyiz.
Peki, BM gerçekten neden savaşı durdurmuyor?
Gazze’de 7 Ekim’den beri kendi yayımladıklarına göre 99 BM çalışanı da öldü. Böyle büyük bir savaşı neden durdurmadıkları ise merak edilen bir konu oldu. Neden sadece insanlık koridoru açmaktan bahsedildi?
Savaşın ateşlendiği andan itibaren insan hakları üzerinde durup defalarca konuşma yaptılar. Savaşın durmasını istediklerine dair beyanatlarda da bulundular. Fakat henüz durduramadılar.
Eski Türkiye Ekonomi Bakanı Dr. Masum Türker, CNN Türk kanalında, İkinci Dünya Savaşı galip devletlerinin BM’den üstün olduğunu ve her şeyin ekonomik çıkarlar olduğunu söyledi. Filistin-İsrail olayları için ise karşı gelinemez olan ülkenin, Amerika olduğundan bahsetti. Peki bu doğru mu?
Birleşmiş Milletlerin kuruluşundan beri var olan ikinci maddesinden bahsedelim:
BM’nin ikinci maddesine göre uluslararası uyuşmazlıklar barış, güvenlik ve adaleti tehlikeye düşürmeyecek şekilde yani barışçıl olarak çözülmeli. Yani Birleşmiş Milletlerin tehditle veya şiddetle savaş çözme yetkisi yok. Bu durumda da videoda geçen “İsterlerse savaşı elbette durdurabilirler.” cümlesi tamamen yanlış oluyor.
Karı-koca olarak farklı alanlarda çalışmaları, onları savaş suçlusu veya iş birlikçi yapmaz.
Videoda UNICEF Genel Müdürü Catherine hakkında söylenenler yani mesleki bilgiler doğru. BlackRock şirketinin de silah üretenlere destek vermesi kısmı doğru.
Kaçırılan nokta, BlackRock şirketinin hemen her alanda yatırım yapan bir şirket olması. Bireysel silahlanma adına yapabilecekleri, zamanında gündem olmuş olsa da bir savaş anında silah şirketlerine nasıl tepki verebilir, bilemiyoruz. Yalnızca silah üreten ya da yalnızca silah hissesi olan bir şirket olsa eleştiriler doğru olabilirdi. Fakat şu an, dışarıdan bakıldığında fazla detaycı bir eleştiri gibi duruyor.
Örnek vermek gerekirse ASELSAN ilk olarak haberleşmenin millî imkânlarla sağlanması için kuruldu. Günümüzde savunma sanayisi alanında çalışıyor. ASELSAN’da görev alan bir mühendisin veya müdürün eşinin, gerektiğinde tüm dünyaya yardım götüren Kızılay’da çalışan bir eşi olduğunu düşünelim. Bu durumda eşi silah üretiyor, kendisi ise insan hayatını kurtarıyor diye bir eleştiri yapmayız.
Şunu da söylemekte fayda var; yine de işin aslını, perde arkasında dönenleri bilemeyiz. Net olansa ikna edici bir kanıtın olmaması. Bu nedenle körü körüne inanmamak gerekiyor.