Olimpiyat heyecanını yaşadığımız şu son günlerde hepimizin merak ettiği bazı sorular da yok değil. Bunlardan birisi de dövüş sporlarında neden bir değil de iki bronz madalya verildiği.
Belki bazılarınız bunu yeni duymuş olabilir. Gerçek şu ki, normalde üç madalya verilirken dövüş sporlarında dört sporcuya da madalya veriliyor.
Üstelik bu gelenek, 1950’lerden beri devam ediyor!
1952’den beri gerçekleştirilen bu uygulama, dövüş sporlarının tek elemeli turnuva formatında olması nedeniyle oldukça yaygın.
Çeşitli dövüş sporlarında sporcular, iki bronz madalya kazanabiliyor. Finalde kaybeden sporcular, altın ve gümüş madalya için yarışırken yarı finalde kaybeden iki sporcuya da bronz madalya veriliyor. Bu şekilde, üçüncülük maçı yapılmaksızın iki sporcunun da bronz madalya kazanması sağlanmış oluyor.
Bu uygulama, judo, güreş, boks ve tekvando gibi birçok dövüş sporunda geçerli. Dövüş sporlarında iki bronz madalya verilmesinin altında ise bu sporların genellikle direkt eleme sistemiyle düzenlenmesi yatıyor.
Direkt eleme sisteminde bir sporcu bir kez kaybettiğinde elenir ve final maçı hariç başka bir müsabakaya çıkmaz.
Bu sistem aslında sporcuların maç başına aldıkları fiziksel ve mental yükü azaltmayı amaçlıyor. Bir bronz madalya maçı yapılmaması da sporcuların yorgunluk seviyelerini artırmadan turnuvanın sona ermesini sağlamış oluyor.
Diğer spor dallarında ise üçüncülük maçı gibi ek karşılaşmalar düzenlemek daha yaygın görülür. Çünkü bu maçlar takım sporlarında daha yaygın olan daha uzun turnuva süreleri ve daha az yoğun maç programlarıyla uyumlu. Üstelik sağlık veya performans açısından büyük bir endişe kaynağı da olmaz.