Sosyal medyada “6ilerimetehan” ismiyle paylaşımlar yapan Metehan Meşe’nin ironi içeren “al-sat” videosu sosyal medya lincine uğradı. Aslında 6ilerimetehan, sektörün gerçeğini insanların yüzüne vurmaktan başka bir şey yapmıyordu…
Gün geçmiyor ki güzel ülkemizin güzel internet kullanıcıları, ilginç bir meseleyi gündeme taşımasınlar. Bu kez mesele, sosyal medya platformlarında “6ilerimetehan” kullanıcı ismiyle paylaşımlar yapan Metehan Meşe. Meşe’nin Türkiye’deki ikinci el araba al-satçılığının geldiği son noktayı gözler önüne sermiş olması, ne yazık ki ciddi bir linç yemesine yol açtı. Gelin hep birlikte yaşananlara bakalım.
Metehan Meşe, daha çok otomotiv sektörüyle ilgili paylaşımlar yapıyor. Hesaplarını incelerseniz; al-sat, fiyata göre model tavsiyeleri ve inceleme gibi konularda videolar çekiyor. İçerik üretici, samimi tavırlarıyla da sevilen bir isim. Ancak 6ilerimetehan’ın “Al-Sat 8. Bölüm” isimli videosu, durduk yere linç yemesine yol açtı. Gelin önce aslında ironi olan videoyu izleyelim, ardından da internet lincinin neden gereksiz olduğunu anlatalım.
İşte sosyal medyada gündem olan o video:
Yukarıdaki videoyu kısaca özetleyelim. Al-sat işi ile uğraşan arkadaşımız, Balıkesir’e gidiyor ve bir otomobili 600 bin TL‘ye satın alıyor. Daha sonra bu arabayı ikinci el pazarına götürdüğünü söyleyen al-satçı, arkadaşlarını da beraberinde götürüyor. Bir alıcı denk geldiği zaman arkadaşları devreye giriyor ve bu kez de pazarlık sırasında fiyat artırımı yapılıyor. Tüm bunun sonucunda araç için 745 bin TL‘ye anlaşmaya varılıyor.
Ancak bunun devamında şöyle bir olay yaşanıyor: Notere gittiklerinde, aracın satış bedeli 601 bin TL olarak gösteriliyor. Bu sayede KDV olarak 14 bin 500 TL yerine 180 TL ödüyor. Al-satçı, bu işten 135 bin TL kâr ediyor. Tekrar hatırlatalım, bu video ironi amacıyla çekildi. Yani gerçek değil. Ama bu durum sadece 6ilerimetehan için geçerli. Günümüz al-satçılarının bunu yaptıkları zaten biliniyor. Ortada bilinmeyen bir şey yok!
Gelin şimdi de tepkilere bakalım:
Gelelim 6ilerimetehan’ın neden gereksiz yere linç yediğine…
Sosyal medyadaki paylaşımlardan gördüğümüz kadarıyla ülkemizdeki internet kullanıcıları bu durumdan rahatsız. Haksız da değiller. Neticede bugün hepimiz ev, araba sahibi olmak istiyoruz. Ancak bankalar kredi musluklarını kıstı. Ayrıca hem ikinci el hem de sıfır model araba fiyatları kelimenin tam anlamıyla “uçuyor”. Girin bakın, Pek çok markada 1 milyon TL altına araba kalmadı. Üstelik stok sorunları da devam ediyor. Sıfır araba bulunamayınca ikinci el fiyatları sıfırlardan pahalı hale geldi. Üstelik dolar kuru ve enflasyondaki artış da tam gaz sürüyor.
Hükümetin bu konuda adımları oldu mu oldu. Hatırlayan okurlarımız vardır; 6 ay – 6000 kilometre sınırının bireyler için de uygulanmasına karar verildi. Ayrıca, alınan başka bir karar ile bir otomobilin sıfırından daha pahalıya ilana koyulması yasaklandı. Hatta bu kuralı çiğneyene 300 bin TL‘ye kadar para cezası verileceği söylendi.
Ama bu cezalar caydırıcı değil. Neden mi?
Cezaların yeterli olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü Ticaret Bakanlığı, bundan birkaç ay önce 6 ay – 6000 kilometre sınırını aşanlara toplam 61 milyon 237 bin 287 TL para cezası kesildiğini açıkladı. Bu gelişmeyi size aktarırken, Fiat Egea üzerinden cezaların ne kadar ufak kaldığını ispatlamıştık. Öyle ki piyasada dönen para 2 milyar 315 milyon 879 bin 400 TL iken, bunun sadece yüzde 2,64 kadarı ceza olarak gidiyordu. Sizce herkesin kızdığı al-satçılar ve stokçular için yüzde 2,64 önemli bir oran mı? Bu arada; bu konuyla ilgili detaylı haberimize buradan göz atabilirsiniz.
Noterlere de kızmayın!
Bu noktada noterlere de kızmak doğru olmaz. Adalet Bakanlığı, noterler için belirli bir sınır çiziyor ve noter personeli de bu sınırlar dahilinde işini yapıyor. Diğer her şeyi bir kenara bırakalım. Noterlerin alıcı ve satıcı arasındaki parasal anlaşmayı doğru bilme olasılığı bile yok. Çünkü banka hesap bilgileri noterler tarafından görüntülenemiyor. Noterdeki personel soruyor, taraflar da şu paradan anlaştık diyor. Aynı şey kilometre için de geçerli.
Kilometre konusunda çok basit bir çözüm var. Devlet, “6 ay 6000 kilometre olmadan satılamayacak” demek yerine “6 ay 6000 kilometre sınırının tespiti için arabasını satmak isteyen önce trafik şube müdürlüğüne gidip kilometre tespiti yaptıracak” dese, söz konusu düzenlemenin ihlal edilme olasılığı ortadan kalkar. Aslında kadran ile ruhsatın son tescil tarihini gösteren tek bir fotoğraf bile yeterli.
Vergi kaçırmak zaten suç ama tespiti nasıl yapılacak?
Metehan Meşe’nin ironi videosunda satış bedelini olduğundan düşük gösteriyor olması aslında suç. Vergi kaçırmaya giriyor. Ancak bunun tespitini yapmak çok zor. Çünkü araba satışlarında kredilerden kaynaklı olarak paranın bir bölümü elden, bir bölümü kredi ile banka aracılığıyla ödeniyor. Yine az önce “noterlere de kızmayın” dediğimiz yere dönüyoruz. Para elden ödeniyorken bunun kaydı nasıl tutulacak? Vergi kaçakçılığı nasıl tespit edilecek?
Piyasanın bir gecede bu hale gelmediğini unutmayın!
Otomobil sektöründe yaşananlar gerçekten mantıklı değil. Ancak piyasanın bir gecede bu hale gelmediğini de unutmamak gerekiyor. COVID-19 pandemisi başladığı ilk günlerden beri sektörde sıkıntılar var. Bunlara döviz kuru ile enflasyon da eklenince işin içinden çıkılmaz oluyor. Araba fiyatları her gün biraz daha yükselirken, satış rakamlarında rekor üzerine rekorlar kırılıyor. Koşullar böyleyken, vatandaş arabayı yatırım aracı olarak görüyorken bu durum düzelir mi? Çok zor. Umarız ülkemiz, bir gün bu fırsatçılar ile stokçulardan kurtulur…
Editör Notu: Bu içeriği hazırlama amacımız kesinlikle stokçuluk yapanlar ile haksız kazanç sağlayanları aklamak değil. Aksine bu durumu gündeme getiren bir içerik üreticiye saldırmanın yanlış olduğunu vurgulamak. Ayrıca, işini hakkıyla yapan galericileri de tenzih ediyoruz.
