Toplumsal cinsiyet rolleri ve evrimsel biyoloji arasındaki ilginç bir kesişimde, karşımıza “harcanabilir erkek hipotezi” kavramı çıkıyor. Erkeklerin toplumda ve evrimsel süreçte neden daha riskli davranışlara yönelik bir eğilim gösterdiğini ve genellikle neden “harcanabilir” olduğu bu teorinin dayandırıldığı bazı noktalar var.
Bu hipotezin adını duyunca biz kadınların aklına çok eğlenceli şeyler gelebilirken erkekler, “Ne oluyor?” diyerek tepki gösterebilir ancak her ikisini de bir kenara bırakarak bizim değil araştırmacıların ne dediğine bakalım.
Her iki cinsin de merakla okuyacağını düşündüğümüz bu hipotezi inceledikten sonra yorumlarınızı merakla bekliyoruz. O zaman detaylara geçelim ve erkeklerden gerçekten harcanabiliyor mu görelim.
Harcanabilir erkek hipotezi neyi savunuyor?
Temelde, harcanabilir erkek hipotezi, erkek bireylerin hayatta kalma ve üreme süreçlerindeki rollerinin, onları daha fazla riske atma eğiliminde olduğunu öne sürüyor. Evrimsel biyoloji ve sosyal yapılar açısından bakıldığında, erkeklerin daha riskli davranışlarda bulunmasının nedenleri arasında cinsel seçilim, sosyal statü kazanımı ve toplum içindeki rol dağılımı yer alıyor.
Kavram ise ilk kez 1975’te Antropoloji Profesörü Carol Mukhopadhyay tarafından tanımlanıyor. Buna özel bir isim vermese de kaleme aldığı bir kitapta, avcı toplayıcı ve savaş görevlerinin erkeğe verilmesinin yanı sıra kadınların ya az ya da hiç çalıştırılmamasına vurgu yapıyor. Erkeklerin uzun süreler evde olmaması ve kadınların da yoğun şekilde çocuklarla meşgul olması sırasında aslında daha az erkeğe ihtiyaç duyulduğu öne sürülüyor.
Evrimsel biyoloji ne diyor?
Evrimsel biyoloji, erkeklerin daha riskli davranışlara yönelik eğilimlerinin arkasındaki sebepleri açıklıyor. Örneğin, pek çok hayvan türünde olduğu gibi insanlarda da erkeklerin üreme başarısı, çiftleşme fırsatlarını maksimize etme yeteneklerine bağlı.
Ayrıca erkeğin sadece sperm üretmesi ile cinsel ilişkide rolü biterken kadının hem hamileliği hem de doğumu var. Yani bu durumda aslında erkekler daha az zaman ve enerji harcıyor. Nüfusun büyümesi için çok sayıda çocuk doğurabilen kadın ve yalnızca birkaç erkek yeterli oluyor. Hipotezde bunun tersi söz konusu bile olamıyor.
Bu durum da aslında erkekleri rekabetçi ve tehlikeli durumlarla karşı karşıya bırakıyor. Savaşçı, avcı veya koruyucu gibi roller, erkeklerin tehlikeli görevleri üstlenmelerini ve bu yolda “harcanabilir” olmalarını gerektiriyor.
Toplumsal roller de bu işin içerisinde.
Cinsiyet rolleri, erkeklerin riskli davranışlarda bulunmasını teşvik eden önemli bir faktör. Tarih boyunca erkeklerin aileyi koruma, savaşa gitme ve ağır işlerde çalışma gibi görevleri üstlenmesi beklenmiş. Savaşta verilen erkek kayıpları da genellikle üreme kapasitesi üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olmuyordu çünkü bir toplumda az sayıda erkek bile nüfusu sürdürmek için yeterli olabiliyor.
Bu roller de erkeklerin hem fiziksel hem de psikolojik olarak kendilerini tehlikeye atmasını gerektiriyor. Günümüzde bu, tehlikeli meslekler gibi riskli davranışlarla da kendini gösterebiliyor. Madencilik, inşaat, itfaiyecilik gibi mesleklere baktığınızda da genelinde erkekleri görebilirsiniz çünkü bu mesleklerdeki yüksek risk, erkeklerin toplum için nasıl “harcanabilir” olduklarının bir başka örneği oluyor.
Örneklerle açıklanan bazı olaylar da var.
Norveçli Sosyolog Øystein Gullvåg Holter, harcanabilir erkek hipotezini Kursk denizaltı felaketi ile örneklendiriyor. Eğer kaybolan 118 kişi eğer kadın olsaydı Rus hükûmetinin daha hızlı yardım göndereceğini savunuyor. Bunun yanı sıra Kosova ve Bosna gibi bazı savaşlarda da sağlıklı erkeklerin daha fazla hedef gösterildiği ekleniyor.
Günümüzde hâlâ geçerli mi dersiniz?
Cinsiyet rollerindeki değişimleri göz önüne alırsak harcanabilir erkek hipotezine yeni bir bakış açısı da getirmek gerek. Kadınların asker olması, itfaiyecilik gibi mesleklerde daha fazla yer alması, bunun karşılığında da erkeklerin ev içi veya ebeveyn rollerinde daha aktif olması, bu hipotezi sorgulatmaya yol açıyor.
Bu hipotezin geleceği de erkekler ve kadınlar arasındaki ilişkilerin sürekli evrim geçirmesi ile şekilleneceğe benziyor. Sizin bu konudaki fikriniz nedir? Gerçekten erkekler daha mı harcanabilir bir cinsiyet?