Modern klimanın babası olarak bilinen Willis Carrier, 1902 yılında sıcaklık ve nem dengesini kontrol etmek amacıyla ilk klima sistemini tasarladı. Bu icat, yaz sıcaklarını hafifletmek isteyen milyonlar için konforun yeni bir boyutunu açığa çıkardı.
Bilim ve teknoloji, yaşamımızı kolaylaştıran pek çok icatla tarihin her döneminde karşımıza çıkmıştır. Ancak bazı icatlar vardır ki onların hayatımıza girişiyle günlük yaşantımızda büyük değişiklikler meydana geldi. Klima da bu özel icatlar arasında yer alıyor.
Sıcak yaz günlerinde serinlememizi soğuk kış günlerinde ise ısınmamızı sağlayan bu cihaz, aslında ilk olarak endüstriyel bir sorunu çözmek amacıyla icat edilmişti. Ancak zamanla, klimanın sunduğu avantajlar sayesinde hem endüstriyel alanda hem de günlük yaşantımızda vazgeçilmez bir araç haline geldi. Peki, klima tarih sahnesine nasıl adım attı ve evrimleşerek günümüzdeki modern formuna nasıl ulaştı?
Geçmiş medeniyetlerde klimanın görevini üstlenen bazı yöntemler denenmişti.
Tarih öncesi dönemlerden bu yana çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Mısırlılar, çöl sıcağını hafifletmek için kapılarının önüne ıslak bez asmış, bu sayede esintiyle içeriye daha serin hava girmesini sağlamışlardır. Bu basit ama etkili metot, suyun buharlaşma esnasında serinlik sağlama özelliğinden yararlanıyordu.
Romalılar ise mühendislik becerilerini kullanarak şehre taşıdıkları suyu evlerinin duvarlarından akıtarak doğal bir klima etkisi yaratmaya çalıştılar. Bu akıllıca tasarlanmış sistem, hem evin içerisini serin tutuyor hem de Romalıların konforunu artırıyordu. Antik dönemlerde bu gibi yöntemlerle serinlemeye çalışan insanlık, zamanla bu yöntemleri geliştirerek modern klima sistemlerine ulaştı.
Günümüzdekilere benzer klima ilk olarak 1902 yılında sahneye çıktı.
Günümüzde yaygın olarak kullanılan klimaların atası, 1902 yılında Amerikalı mühendis Willis Carrier tarafından tasarlandı. O dönemlerde sıcaklık artışı ve nem oranındaki dalgalanmalar matbaalarda büyük bir sorun yaratıyordu. Artan nem, matbaa kâğıtlarının genleşmesine veya büzülmesine sebep oluyor ve bu da baskı sırasında renklerin istenen şekilde basılamamasına neden oluyordu.
Willis Carrier
Bu problemi çözmek isteyen bir matbaa şirketi, Carrier’ın çalışmakta olduğu firmaya başvurdu. Bu talep üzerine harekete geçen Carrier, önceki dönemlerde yapılmış olan mekanik soğutma tekniklerinden esinlenerek ilk klima prototipini geliştirdi.
Havanın içerisindeki nemi dengede tutmak amacıyla soğuk suyla doldurulmuş borular kullanarak hava sirkülasyonu sağlayan bu sistem, ilk klimaların temelini oluşturdu. Ancak bu ilk klima, bugünkü kompakt klimalardan oldukça farklıydı ve tam 30 ton ağırlığında dev bir makine olarak karşımıza çıkıyordu.
Klimanın icadı zamanla daha geniş bir alanda kullanılmaya başlandı.
Carrier’ın başlangıçta sadece endüstriyel bir sorunu çözmek amacıyla geliştirdiği bu cihaz, zamanla evlerde, iş yerlerinde ve toplu taşıma araçlarında yer buldu. 1920’lerin başında, klima teknolojisi sinema salonları, oteller ve ofis binalarında kullanılmaya başlandı. Artık sıcak yaz günlerinde bile insanlar konforlu bir ortamda vakit geçirebiliyordu. Bu, özellikle sıcak bölgelerde yaşayan insanlar için büyük bir devrimdi.
1950’lere gelindiğinde, klimalar daha kompakt ve ekonomik hale geldi. Bu da onların evlerde yaygınlaşmasına olanak tanıdı. Artık sıcak yaz günlerinde insanlar evlerinin içinde serin bir sığınak bulabiliyordu. Klima, sadece konfor sağlamakla kalmadı, aynı zamanda çalışma verimliliğini de artırdı. İnsanlar sıcaktan bunalıp enerjileri düşmeden, daha verimli bir şekilde çalışabiliyorlardı.
Peki bir klima nasıl çalışır?
Bir klima sizi nasıl soğutuyor ya da ısıtıyor hiç düşündünüz mü? Öncelikle klimanın çalışma sisteminde gazlar vardır. Gazlar sıvı hale geçerken ısı verir, sıvılar ise gaz hale geçerken ısı alır. Bu mantıkla çalışan klimalarda genellikle iç ünite ve dış ünite olmak üzere iki parça bulunur. Bir kompresör, klimanın içindeki gazı sıkıştırır ve sıvı haline dönüştürür. Bu süreçte açığa çıkan ısı fan yardımıyla dış üniteden dışarı atılır.
Sıvı haldeki klima gazı genişleme vanasına geçirilirken basıncı düşer ve tekrar gaz formuna dönüşür. Bunu yaparken de odadan çekilen sıcak havadan ısı alarak bu havayı soğutur. Bu soğuk hava ise iç üniteden odanın içine aktarılır. Klimanın ayarını sıcak yaptığınızda ise bu olay tam tersine döner.
Klima, 20. yüzyılın başında Willis Carrier tarafından icat edildiğinde muhtemelen bu kadar geniş bir etkisi olacağını kimse tahmin edemezdi. Ancak bu cihaz, modern yaşamın bir parçası haline geldi ve insanların konforunu, verimliliğini ve sağlığını artırdı. Günümüzde klimalar, hem endüstriyel hem de bireysel kullanım için vazgeçilmez ürünler arasında yer alıyor.
Soğuk kış günlerinde ısınmanızı sağlayacak klima önerileri
12000 BTU’luk Vestel Flora Doğa Inverter ile hem enerji tasarrufu yaparken ısınmak mümkün. Ürünün WiFi ile bağlanabilir olması siz evde değilken bile klimayı kontrol etmenizi sağlıyor. İşten eve dönmeden yarım saat önce klimayı açabilir, eve ulaştığınızda sıcak odanıza girebilirsiniz.
Ürünü yakından incelemek içn tıklayın.
9000 BTU ile yatak odası, çalışma odası gibi daha ufak odaları ısıtıp soğutabilen bu klima, rüzgarsız serinlik teknolojisiyle klima sebebiyle oluşacak boyun, bel tutulmalarını da minimuma indiriyor.
Ürünü yakından incelemek için tıklayın.
Airfel’in 24000 BTU’lık kliması, sadece tek bir odayı değil küçük bir evin tamamını ısıtabilecek kadar güçlü. A++ Enerji seviyesine sahip klima, bunu yaparken son derece sessiz çalışıyor.
Ürünü yakından incelemek için tıklayın.