Meditasyon dediğimizde aklımıza gevşeme, rahatlama, stresin azalması gelse de kimi insanlar tam tersi etkiler yaşayabiliyor. Konu hakkında yapılan araştırma, bu insanların ne gibi şeyler yaşadığını da ortaya koyuyor.
Meditasyon, çoğu zaman kaygıyı ve stresi gideren bir şeydir ve bu, bilimsel olarak da kanıtlanmıştır ancak yapılan araştırmaya göre kimi insanların psikolojisini daha kötü etkileyebiliyor.
Gelin bu çarpıcı araştırmanın derinliklerine birlikte inelim. Belki de siz de “Stresimi alsın diye yapıyorum, daha kötü oluyorum.” diyenlerdensinizdir ve içeriğimizi okuduktan sonra taşlar yerine oturur.
Meditasyon yapanların %8’i, olumsuz etkileniyor.
Pek çok meditasyon türü var. En çok başvurulan ise insanların kendi düşüncelerine, duygularıne ya da dış duyumlarına odaklanarak yaptığı meditasyon. Hatta İngiltere’de bazı sağlık hizmeti kuruluşları bunu depresyonu azaltmanın bir yolu olarak öneriyor.
Meditasyon yapanların %8’i, depresyon veya anksiyetenin kötüleşmesi ve hatta ilk kez ortaya çıkması gibi olumsuz etkiler yaşayabiliyor. Bu olumsuz etkiler, panik ataktan tutun intihar düşüncelerine kadar gidebiliyor.
%8’lik kısmın yaşadığı yan etkiler:
- %33 anksiyete
- %27 depresyon
- %25 bilişsel anomaliler
- %11 intihar düşünceleri
Psikolog Katie Sparks, bu durumu şöyle açıklıyor:
“Bu sayı, teşhis konmamış anksiyete ya da depresyon sebebiyle meditasyon yapmayı deneyen insanlar tarafından iletilmiş olabilir. Meditasyon, insanların rahatlamasına ve odaklanmasına, fiziksel ve zihinsel olarak yardımcı olur ancak bazen insanlar düşüncelerini sabit tutmaya çalışırken zihin isyan edebilir. Bu bir nevi zihni kontrol etmeye bir tepki oluyor ve anksiyete veya depresyon atağı ile sonuçlanıyor. Bu, insanların meditasyonu bırakması gerektiğini anlamına gelmez. Rehberli meditasyonlar tercih edilebilir.”
Özetleyecek olursak…
Meditasyonun zihinsel olarak iyi gelen bir şey olduğu aşikâr ancak kimi insanların beyni bu duruma farklı tepkiler vererek olumlu bir durumu olumsuz bir duruma çevirebiliyor. Yine de bir uzmanın desteğiyle denemeye devam edilmesi gerektiği savunuluyor.