Romantizm ve klasisizm gibi akımlara bir başkaldırı olarak ortaya çıkan realizm akımı, edebi eserlerin bile gözleme dayalı bilimsel eserler olmasını gerektiğini savunur. Hem dünyada hem de ülkemizde pek çok sanatçı tarafından benimsenerek önemli örnekler verilmiştir. Gelin realizm nedir, özellikleri nelerdir yakından bakalım ve önemli temsilcilerinden bazılarını görelim.
Sanat her ne kadar sanatçının kendi iç dünyasının bir yansıması olarak eserler ürettiği bir alan olsa da toplumla iç içe yaşayan bir sanatçı ister istemez dış dünyadan etkilenir ve aynı sanatçıların aynı durumlardan etkilenmesi ile bazı akımlar ortaya çıkar. Bunlardan bir tanesi de yazımızın konu olan realizmdir. Realizm, zamanın popüler akımları olan romantizm ve klasisizme bir başkaldırı olarak ortaya çıkmış ve sanatın bile bilimsel olması gerektiğini savunmuştur.
Pek çok farklı sanat dalında etkisi görülse de edebi bir akım olan realizmin temelinde insan ve gerçekler vardır. Gözleme dayalı bir anlatım olması gerektiğini savunan realistler, olan ya da en azından olması mümkün olan şeyleri anlatarak aslında topluma bir ayna tutmayı hedeflerler. Hem dünyada hem de ülkemizde pek çok sanatçı bu akımı benimsemiş ve önemli eserler vermiştir. Gelin realizm nedir, özellikleri nelerdir yakından bakalım ve önemli temsilcilerinden bazılarını görelim.
Temelden başlayalım, realizm nedir?
Realizm, 19. yüzyılın ilk yarısından sonra ortaya çıkan ve pek çok sanat dalını etkilese de edebiyat merkezli bir sanat akımı, daha çok da edebi bir akımdır. Antik Yunan ve Roma merkezli bir anlayışa sahip olan 1660 ekolü olarak da adlandırılan klasisizme ve 19. yüzyılın ilk yıllarında ortaya çıkan devrimci bir sanat akımı olan romantizme bir başkaldırı olarak ortaya çıkmıştır.
Realizmin amacı, sanatı romantik ve gerçekçi olmayan düşüncelerden arındırmaktır. Çünkü realizm akımının ortaya çıktığı 19. yüzyılın ilk yarısından sonra bilim hızlı bir yükselişe geçmiştir ve insanlar, eskiden pek yakın olmadıkları bilime güvenmeye başlamışlardır. Bilimin bu güven veren yapısı sanatçıları da etkilemiş ve onların eserlerinin de bilimin temeli olan gözleme dayalı olması gerektiği düşüncesini doğurmuştur.
Realizm neyi savunur?
Realizm gerçeği, yalnızca gerçeği savunur. Realistlere göre fantastik dünyalarda kaybolmak yerine insana ve insanın yaşadığı gerçek hayata odaklanmak gerekir. Hatta bu hayata öyle odaklanmak gerekir ki en ufak bir yorum bile yapmadan tıpkı bir bilim insanı gibi gözlemlemek ve bilimsel yöntemlerle analiz ederek olduğu gibi sıfat bile kullanmadan aktarmak gerekir.
Böyle bir tanım realizmi sıkıcı gibi gösterebilir ancak realistlerin bilim insanı değil, iyi birer edebiyatçı olduğunu unutmamak gerekiyor. Yani bir olayı yorumsuz ve yalnızca gözleme dayalı bir şekilde anlatarak da edebi eserler verilebiliyor. Realistlerin en temel isteği ise insanları farklı hayal dünyalarına sürüklemek yerine içinde yaşadıkları toplumu tüm gerçekliğiyle bilmelerini sağlamaktır. Bu nedenle realist eserlerde gerçek olaylar ya da gerçekleşmesi mümkün olan olaylar anlatılır.
Realizmin özellikleri:
- Realizm gerçeği, yalnızca gerçeği ön planda tutar.
- Realistler, gerçek ya da gerçekleşmesi mümkün olayları anlatırlar.
- Anlatıcı, olaylara ve kişilere tarafsız olarak yaklaşır.
- Anlatıcı, eserine duygularını, düşüncelerini ve yorumunu katmaz.
- Doğayı olduğu gibi kopyalamak esas alınır.
- Anlatılan olaydaki kişinin psikolojisi, çevresi, ve onu etkileyen unsurlar bilimsel bir rapor gibi tüm detaylarıyla anlatılır.
- Realist yazarların en güçlü silahı betimlemedir.
- Realist eserlerde hayatın içinden, sıradan insanlar anlatılır.
- Yalnızca gerçekleri anlatan realistler, günlük hayatta yaşanan basit olayları bile anlatabilirler.
- Okuyucuyu eğitme amacı taşımazlar.
- Realist eserler gözleme, araştırmaya ve belgelere dayalı nesnel bir anlatıma sahiplerdir.
- Realizmde biçim güzelliği ön plandadır.
- Süslü anlatımdan uzaktır.
- Klasik ve romantik akımların yapaylığından uzaklaşmak temel amaçtır.
- Roman ve hikayeler, en çok yazılan realist eser türleridir.
Realizmin en temel özelliklerini bu birkaç madde ile tam olarak anlatmak mümkün. Çünkü realizmin basit bir amacı vardır, yalnızca gerçekleri anlatmak. Olay gerçekse, kişiler gerçekse ve en ufak yorumdan bile kaçınılıyorsa işte size realist bir eser. Realizm akımının etkisinin sürdüğü 20. yüzyılda dünyanın epey çalkalandığını düşünürsek gerçekler insanlığa pek de iyi gelmiş gibi görünmüyor.
Realizm neden ortaya çıktı?
Realistlere göre 19. yüzyılın ilk yarısına kadar hakim olan klasisizm ve romantizm akımları yapay bir anlatıma sahipti. Gerçek olaylardan ve gerçek insanlardan uzak süslü bir anlatıma sahip olan eserlerin artık değişmesi gerektiğini düşündüler. Çünkü o güne kadar çok işe yarar olsa da halkın genel kabulüne sahip olmayan bilimde büyük gelişmeler yaşanmıştı ve artık insanlar, bilime güveniyorlardı.
Sanatın da tıpkı bilim gibi ilerlemesi gereken bir alan olduğunu düşünen realistler, eserlerinde bilimsel yöntemler kullandılar. Anlatılanlar gerçekti, gözleme dayanıyordu, anlatıcı taraf tutmuyor ve anlatılanlara herhangi bir süs ya da yorum eklenmiyordu. Yani insanlık tarihinde ilk kez sanat, bilimsel bir yöntemle ele alınmak isteniyordu. Dünyada ve ülkemizde bu akım çerçevesinde eserler veren sanatçılara baktığımız zaman bu düşüncenin genel olarak kabul edildiğini ve pek çok kişi tarafından da benimsendiğini söylemek mümkün. Bugün bile realizm akımının etkilerini her yerde görebiliyoruz.
Realizmin temsilcileri:
- Honoré de Balzac
- Vadideki Zambak
- Eugenie Grandet
- Goriot Baba
- Stendhal
- Kırmızı ve Siyah
- Parma Manastırı
- Gustave Flaubert
- Madam Bovary
- Salambo
- Duygusal Eğitim
- Fyodor Dostoyevski
- Suç ve Ceza
- Karamazof Kardeşler
- Budala
- Lev Nikolayeviç Tolstoy
- Savaş ve Barış
- Anna Karenina
- İvan ilyiç’in Ölümü
- Anton Çehov
- Vanya Dayı
- Vişne Bahçesi
- Maksim Gorki
- Daniel Defoe
- Charles Dickens
- Oliver Twist
- David Copperfield
- Ernest Hemingway
- Çanlar Kimin İçin Çalıyor?
- Jack London
- Mark Twain
- Tom Sawyer’in Maceraları
- İvan Sergeyeviç Turgenyev
- Rudin
- Babalar ve Oğullar
- Taşralı Kadın
- Nikolay Gogol
- Mihail Aleksandroviç Şolohov
- John Steinbeck
- Herman Melville
Realizmin Türk edebiyatındaki temsilcileri:
- Recaizade Mahmut Ekrem
- Sami Paşazade Sezai
- Nabizade Nazım
- Halit Ziya Uşaklıgil
- Mai ve Siyah
- Aşk-ı Memnu
- Kırık Hayatlar
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Memduh Şevket Esendal
- Reşat Nuri Güntekin
- Refik Halit Karay
- Sait Faik Abasıyanık
Türkiye’de realizm akımının en önemli eserleri:
- “Araba Sevdası” – Recaizade Mahmut Ekrem
- “Mai ve Siyah” – Halit Ziya Uşaklıgil
- “Aşk-ı Memnu” – Halit Ziya Uşaklıgil
- “Hüküm Gecesi” – Peyami Safa
- “Kuyucaklı Yusuf” – Sabahattin Ali
- “Sokakta” – Melih Cevdet Anday
- “Karakol” – Sevim Burak
Türkiye’de realizm akımının etkisiyle kaleme alınmış, tarihe ışık tutan bu önemli eserler, toplumun ve bireylerin yaşamlarını gerçekçi bir bakış açısıyla yansıtıyor. Recaizade Mahmut Ekrem’in “Araba Sevdası”, Halit Ziya Uşaklıgil’in “Mai ve Siyah” ve “Aşk-ı Memnu” eserleri, Peyami Safa’nın “Hüküm Gecesi”, Sabahattin Ali’nin “Kuyucaklı Yusuf”u, Melih Cevdet Anday’ın “Sokakta”sı ve Sevim Burak’ın “Karakol” adlı eseri, Türkiye’deki realizm akımının en belirgin örnekleri olarak kabul ediliyor. Her biri, dönemin toplumsal yaşantısını, insan ilişkilerini, sosyal ve ekonomik sorunları detaylı ve çarpıcı bir biçimde ele alıyor. Türk edebiyatının bu klasikleşmiş eserlerini okuyarak, tarihin tozlu sayfalarında bir yolculuğa çıkabilirsiniz.
Edebiyat temelli bir sanat akımı olarak klasisizme ve romantizme başkaldıran realizm nedir, özellikleri nelerdir, temsilcileri kimlerdir gibi merak edilen soruları yanıtladık ve bu akım hakkında bilmeniz gereken detaylardan bahsettik. Realizm akımı hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.