Nükleer silahların ne gibi korkunç sonuçlara yol açabileceğini farkındayız. Peki hiç, bir dönemler kontrolü kaybedilen gaz kuyularının nükleer patlamalarla önüne geçildiğini duymuş muydunuz?
Özellikle Sovyetler Birliği döneminde, nükleer silahlar genellikle stratejik ve askeri amaçlar için üretilmişti. Dünya genelindeki devletler arasında yaşanan Soğuk Savaş, nükleer silah kullanımını yaygınlaştırmıştı.
Zaten nükleer silahların kullanıldığı yerleri, olayları ve yarattığı yıkıcı sonuçları hepimiz biliyoruz ancak yangını söndürmek için kullanılmasına ne dersiniz?
Özbekistan’ın doğal gaz kuyusunda çıkan yangın, olayların fitilini ateşledi.
Aralık 1963’te, Özbekistan’ın Buhara şehrine 80 km uzaklıkta yer alan “Urta Bulak”ta gaz kuyusu açılırken 2450 metre derinlikteki kuyunun kontrolü kaybedilmişti. 12 milyon metreküpten daha fazla gaz kaybolmuştu. Bu miktar, koca bir şehrin gaz ihtiyacını karşılayabilecek seviyedeydi.
Bu olaydan sonraki üç yıl boyunca; kuyuyu kapatmak, kaçağı azaltmak ve alevleri söndürmek için birbirinden farklı yöntemlere başvuruldu. Sovyetler, yangın bölgesini topçu ateşine tutmayı bile denedi.
1966 senesinde, akıllarına daha fantastik bir fikir geldi.
Bir sonbahar gününde, kuyuyu nükleer patlayıcı kullanarak kapatmaya karar verdiler. Kuyunun yakınına bir kuyu daha kazıp nükleer bomba yerleştireceklerdi. Hesaplamalarına göre, patlamanın 25-50 metre yakınında bulunan her delik sıkışmış olacaktı.
Seçilen kuyudaki patlayıcının yeri, patlayıcının dayanabileceği bir sıcaklığa gelene kadar soğutuldu ve özel olarak tasarlanan nükleer silah, deliğin içine yerleştirildi.
Takvimler 30 Eylül 1966’yı gösterdiğinde, büyük patlama gerçekleştirilecekti.
Eğer her şey Sovyetler’in planladığı gibi giderse üç yıl süren bu uğraş artık son bulacaktı. Deliğe yerleştirdikleri nükleer silahı patlattılar ve tam 23 saniye sonra alev söndü, kuyu da mühürlendi. Sorunu gerçekten de bu şekilde çözmüş oldular!
Yukarıda yer alan videoyu izleyerek patlamaya ait görüntülere ulaşabilirsiniz.
Yöntem başarılı olunca, başka vakalarda da kullanıldı.
Bu olaydan birkaç ay sonra, yakınlardaki bir başka yüksek basınç kuyusunun kontrolü de kaybedildi ve nükleer silah laboratuvarının geliştirdiği özel bir patlayıcı kullanıldı. Yöntem, ikinci defa başarılı olunca artık benzer vakalarda kullanılabilecek bir metot hâline geldi.
Nisan 1972’de Türkmenistan’ın Mary şehrinden 30 km uzaktaki bir gaz kuyusunu kapatmak için yeni bir nükleer bomba patlatıldı. Yine aynı sene, bu sefer Ukrayna’da, kaçak bir gaz kuyusu daha patlatıldı.
Bu uygulamanın kullanılmasına yönelik son girişim ise 1981 senesinde, Sibirya’daki gaz yatağı oldu ancak kuyunun yanlış konumu sebebiyle istenilen sonuç elde edilemedi. 80’lerin sonu ve 90’ların başında, nükleer denemelere ilişkin zorunlulukların yürürlüğe girmesiyle yöntem vadesini doldurdu.