Doğanın gerçek mucizesi olan üremenin iki temel aktörü yumurta ve spermdir. Erkek üreme hücresi olan sperm hakkında bilinenlerin büyük bir bölümü maalesef şehir efsanelerinden oluşuyor. Halbuki sperm hakkındaki bilimsel gerçekler, emin olun üreme hakkında neler bildiğinizi yeniden sorgulamanıza neden olacak.
Bazen hayat üstümüze geldiği zaman dünyanın ne kadar sıkıcı bir yer olduğunu düşünürüz. Halbuki mucizenin ta kendisi biziz. Kadın üreme hücresi yumurta ile erkek üreme hücresi sperm birleşiyor ve düşünen, duyguları olan, üreten bir canlı dünyaya geliyor. Bu mucize üreme sisteminin temel aktörlerinden biri olan sperm hakkındaki bilimsel gerçekler ise en az mucizenin kendisi kadar ilgi çekici.
Sperm, yumurta ve üreme hakkında bildiklerimizin pek çoğunun şehir efsanelerine dayalı olmasının nedeni aslında birkaç yüzyıl önce bu konuları bilimin bile tam olarak bilmiyor olması. Neyse ki artık teknoloji ve buna bağlı olarak bilimsel çalışmalar gelişti ve böylece artık üreme sisteminin ana aktörlerinden bir tanesi olan spermi çok daha yakından, ilginç gerçekleri ile birlikte tanır hale geldik.
Sperm hakkında bazılarını ilk kez duyacağınız bilimsel gerçekler:
- Sperm ve meni farklı kavramlardır.
- Sağlıklı bir erkek her an binlerce sperm üretir.
- Bir boşalmada yüz milyonlarca sperm bırakılır.
- Yumurtaya göre spermin boyutu çok küçüktür.
- Geri çekilme hiç de başarılı bir doğum kontrol yöntemi değil.
- Spermin ömrü düşündüğünüzden daha uzun.
- Irklara göre sperm üretimi değişiklik gösterir.
- Sperm üretimi ile yaşam tarzı arasında direkt bir ilişki var.
- Dar iç çamaşırlarını boşuna çöpe atmayın.
Sperm ve meni farklı kavramlardır:
Eğer bir erkek boşaldığı zaman penisinden çıkan sıvının sperm olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Evet, o sıvı içerisinde sperm var ama en fazla yüzde 5’inde. O sıvının geri kalanı meni adı verilen bir vücut sıvısıdır. İçerisinde yüzlerce protein, mineral ve benzeri madde vardır. Bu maddelerin görevi üreme hücresi olan spermleri beslemek ve yüzmelerini sağlamaktır. Yani meni yoğunluğu demek, sperm yoğunlu demek değildir.
Sağlıklı bir erkek her an binlerce sperm üretir:
Elbette kişiden kişiye ve pek çok faktöre göre değişen bir durum ancak sağlıklı bir erkek günde 100 milyon ila 300 milyon arasında sperm üretir. Bu sayı saniyede yaklaşık 1500 sperm demektir. Tam bir sperm yenileme döngüsü yaklaşık 74 gün sürer. Yenileme döngüsü tamamlandığı zaman toplam sperm sayısı 8 milyardan fazladır.
Bir boşalmada yüz milyonlarca sperm bırakılır:
Hormonlar germ hücrelerini barındıran tübüllere girer, testosteron ve diğer hormonlar yardımıyla bu germ hücreleri bölünür, bölünen hücreler spermatidlere dönüşür, spermatidler büyüyerek spermatozoaya yani bildiğimiz sperme dönüşür. Bir erkek vücudu bu şekilde çalışarak hiç durmadan sperm üretir. Neden bu kadar sıkı bir çalışma yapıldığının yanıtı ise boşalmada gizli.
Tam bir sperm yenileme döngüsü sonucu 8 milyardan fazla sperm üretiliyor olması kulağa çok fazla gelebilir ama bir erkek, bir boşalma sırasında 100 ila 200 milyon arasında sperm bırakır. Bu nedenle üretilen sayı da buna bağlı olarak yüksek olmalıdır.
Yumurtaya göre spermin boyutu çok küçüktür:
Boşalma sırasında bırakılan spermler vajinayı, rahim ağzını, rahmi, fallop tüplerini geçerek en sonunda yumurtalıklara ulaşmak için bir tür engelli parkurda koşarcasına hareket ederler. Karşılaştıkları yumurta kendilerinden çok ama çok daha büyüktür çünkü ortalama bir sperm hücresi 0,005 cm boyutundadır. Tabii sperm boyutunun vücut boyutuyla pek ilgisi yoktur. Bir farenin spermi insan sperminden 5 kat büyükken meyve sineğinin spermi insan sperminden tam bin kat büyüktür.
Geri çekilme hiç de başarılı bir doğum kontrol yöntemi değil:
Cinsel ilişki sırasında erkeğin tam boşalmadan önce penisini vajinadan çıkarması şeklinde uygulanan geri çekilme yöntemi aslında düşündüğünüz kadar başarılı bir doğum kontrol yöntemi değil. Çünkü yapılan çalışmalar gösteriyor ki tam boşalmadan önce bile ejakülat sıvı ile bir ön boşalma yaşanıyor. Bu sıvının yaklaşık yüzde 17’sinde sağlıklı, aktif ve hareketli sperm bulunuyor. Bunların bir tanesinin bile gebeliğe neden olacağını düşünürsek riskin boyutu da ortaya çıkıyor. Düşük bir risk ama yine de risk.
Spermin ömrü düşündüğünüzden daha uzun:
Tabii nerede olduğuna göre bu süre değişir. Sperm boşalma ile dışarı bırakıldıysa birkaç dakika içinde ölecektir, ender durumlarda bu süre 30 dakika olabilir. Fakat bir cinsel birleşme sırasında spermler vajinaya bırakıldıysa beş güne kadar yaşama şansları vardır. Bunun nedeni servikal mukus ve servikal kriptalar tarafından korunuyor olmalarıdır. Elbette spermin yaşıyor olması demek her zaman sağlıklı olduğu anlamına gelmez.
Irklara göre sperm üretimi değişiklik gösterir:
Erkeğin sperm üretimini etkileyen en önemli faktörlerden bir tanesi de onun ırkıdır. Yapılan çalışmalarda Çinli erkeklerin günde 70 ila 173 milyon, Latin erkeklerin günde 231 ila 398 milyon, beyaz erkeklerin ise günde 193 ila 318 milyon sperm ürettikleri görüldü. Bu durumun aslında genetik değil, yaşam tarzı kaynaklı olduğu düşünülüyor ama kesin kanıtlar bulunmuş değil.
Kesin olan bir şey varsa o da sperm üretiminin azaldığıdır. Uzmanların yaptığı uzun soluklu bir araştırmada Kuzey Amerika’da, Avrupa’da, Yeni Zelanda’da ve Avustralya’da yaşayan erkeklerin 1973 yılı ile 2011 yılındaki sperm sayıları karşılaştırıldı. 2011 yılında yaşayan erkekler, 1973 yılında yaşayan erkeklere oranla yüzde 59.3 daha az sperm üretiyorlar.
Sperm üretimi ile yaşam tarzı arasında direkt bir ilişki var:
Erkekler kadınlara göre çok daha uzun bir süre, hatta ömür boyu aktif üreme rolünü sürdürebilir ama tabii yaşlandıkça sperm kalitesinin ve sayısının düştüğü de bir gerçek. Sperm kalitesini ve sayısını asıl mahveden ise yaşam tarzıdır. Sperm üretiminin bir numaralı katili sigara. Sağlıksız beslenmek, hareketsiz yaşam, alkol tüketimi, fazla kilo ve benzeri sağlıksız yaşam şartları sperm sayısını ve kalitesini olumsuz etkiliyor. D vitamini ise sperm üretimi üzerinde olumlu etki yapıyor.
Dar iç çamaşırlarını boşuna çöpe atmayın:
Sperm üretimi hakkında en yaygın şehir efsanelerinden biri, erkeğin dar iç çamaşırı giyerse daha az sperm üreteceğidir. Uzmanlar bunu araştırdı ve bol iç çamaşırı giyen erkeklerin dar iç çamaşırı giyen erkeklere göre yüzde 17 daha fazla sperme sahip olduklarını gördüler. Fakat araştırmayı yapan uzmanlar bu sonuçların katılımcıların beyanına göre oluşturulduğunu ve tam anlamıyla güvenilir olmadığını da eklediler. Yani daha çok sperm üreteyim diye bol iç çamaşırları giymenize gerek yok, onun yerine sigarayı bırakın.
İnsan üreme sisteminin iki temel aktöründen biri olan sperm hakkında bazılarını ilk kez duyduğunuz bilimsel gerçeklerden bahsettik. Anlattıklarımız yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tüm sağlık konularında olduğu gibi sperm, yumurtalık ve üreme hakkında da en doğru ve size özel bilgiyi uzman bir hekimden almanız gerektiğini unutmayın.