UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girebilecek kadar eşsiz şirin bir kasaba olan Alberobello oldukça şaşırtıcı bir öyküye sahip. Bu içerikte, vergi kaçırmak amacıyla inşa edilmiş bu kasabanın ilginç öyküsünü anlatıyoruz.
İtalya’da yer alan Alberobello, Puglia’nın zeytin ağaçlarıyla dolu kırsalında saklı sevimli bir kasaba.
Bu kasaba, koni şeklinde taş çatılarıyla dikkat çeken trulli evleri ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne bile girmeyi başarmış
Peki, Alberobello’yu Alberobello yapan bu evlerin zamanın sert vergilerinden kaçmak için ortaya çıktığını söylesek?
Alberobello’nun hikâyesi, 15. yüzyılda, Napoli Krallığı’nın hükümdarı Ferdinand I’in, Acquaviva ailesine geniş bir ormanlık arazi vermesiyle başlıyor.
Aile aslında araziyi yerleşim yerine dönüştürmek istiyor ancak o dönem krallık yerleşim yerlerinden aşırı miktarda vergi alıyor.
Söz konusu abartılı vergileri ödemek istemeyen aile ise farklı çözüm arayışlarına giriyor.
Aile, köylülerin evlerini taşlar kullanılarak harçsız şekilde yapılmasını ve böylece kraliyet müfettişleri geldiğinde bu evlerin hızla sökülüp yeniden inşa edilmesi şeklinde bir çözüm buluyor.
Yani, bir vergi denetmeninin geleceği duyulunca köylüler taşları yerinden çıkarıp eve dair hiçbir iz kalmamasını sağlıyor ve denetimi atlattıktan sonra evlerini tekrar inşa ediyorlar.
Evlerin sökülüp yeniden yapılmasıyla vergiden kaçan bu aile, bir yandan da bugün UNESCO Dünya Mirası listesine girecek bir mimarinin temellerini atıyor.
Alberobello’nun mimari dokusunun temelini oluşturan bu evler trulli evleri olarak anılıyor.
Başlangıçta sadece çobanlar ve tarım işçileri için barınak ve depo olarak kullanılan ve zeytin ağaçlarının arasında yer alan konik taş yapılar âdeta bir sembol hâline gelmiş durumda.
Özetle, Alberobello’nun hikâyesi vergi kaçakçılığı ile başlıyor olsa da zaman içinde dünya çapında bilinen bir mirasın ortaya çıkması ile sonuçlanmış.