Tabiri caizse hayvan dostlarımızın ayağına taş değse soluğu aldığımız yerlerden biridir veteriner klinikleri. Bu sebeple biz hayvan sahipleri için onların varlığı çok kıymetlidir. Ancak bu noktada dikkati çekmek istediğimiz kısım, onların intihar oranlarının epey yüksek olması.
Veterinerleri diğer meslekteki insanlara kıyasla intihara bu kadar hızlı götüren etmenler, oldukça önem arz eden bir konu.
Ne oluyor da hayatlarına son vermek isteyecek bir raddeye geliyorlar?
Veterinerlerde karşılaşılan intihar oranı, şaşırtıcı bir şekilde tahmin ettiğimizden oldukça fazla.
Genel itibarıyla tıbbın herhangi bir koluyla uğraşan kişilerde karşılaşılan intihar oranı, veterinerlere kıyasla 2 kat daha az. Veterinerlerde bu oranın neden bu kadar fazla olduğunu tespit etmeye çalışan araştırmacılar, bunun sebeplerini görmek için ilk olarak sayısal verileri gözlemledi.
2012’de CVMA Ulusal Araştırma Sonuçları’na göre dünya çapında bu mesleği yapan kişilerin %19’u ciddi anlamda intiharı düşünürken, ne yazık ki %9’u daha önce intihara teşebbüs etmişti.
Örneğin ABD’de 1979-2015 yılları arasında ölen 11.620 veteriner hekimin ölüm kayıtları incelendiğinde, intihar sebebiyle gerçekleşen ölümlerin oranı normal nüfusa göre oldukça yüksek çıktı.
Erkeklere oranla kadın veterinerlerde intihar oranı çok daha yüksekken, bu intiharlar genellikle ateşli silahlar ve ilaç zehirlenmesi kaynaklıydı. Bu oranlar göz önüne alındığında da veterinerleri bu denli ölüme sürükleyenin ne olduğunu anlamlandırmaya çalışmak kaçınılmaz bir hâl alıyor.
Genel anlamda insanların intihara teşebbüsü için pek çok sebep sunulabilir.
Bunlardan en yaygın olanları; depresyon, bazı zihinsel hastalıklar, kalıtsal ve istenmeyen yaşam olayları gibi çevresel faktörler, alkol ve uyuşturucu kullanımı olarak göze çarpıyor. Söz konusu veterinerler olduğunda, bu spesifik faktörler net bir şekilde belirlenmemiş olsa da bir noktaya kadar ön görüde bulunmak mümkün.
Araştırmacı DJ. Bartram ve DS. Baldwin’e göre bunların en öne çıkanları; kişilik faktörleri, eğitim sürecindeki problemler, meslekî izolasyon, işle ilgili stres etkenleri, ölüm ve ötanaziye karşı tutumlar ve psikolojik sebepler. Veterinerlerin, yaşamına son verme arzusunun arkasındaki bu sebepleri biraz daha açalım.
Hayvanlarımızın canını ve sağlığını emanet ettiğimiz veteriner hekimler, yaptıkları işte kusursuz olma eğilimindeler ve bu mükemmeliyetçilik, onların psikolojisini olumsuz etkileyebiliyor.
Öte yandan veterinerlik eğitimi almak, yüksek bir akademik başarı gerektirir ve bunu elde edebilme, bununla başa çıkabilme ve bu zorlu eğitimin üstesinden gelebilme gayreti aslında veteriner adayını zor durumda bırakabilir.
Ayrıca birçok veteriner, özel muayenehanelerinde gerekli olduğu zamanlarda meslektaşlarından fikir alamadığını ve bu sebeple, meslekî hata potansiyelinin fazla olduğunu düşünmekte.
Veterinerler, belli çalışma saatleri içinde çalışsalar da elbette bazı acil durumlarda, hayvanlara müdahale edebilmek için gece geç saatlerde kliniklerine dönmek durumunda kalabiliyorlar. Bu gibi durumlar ise onların uzun saatler çalışmasına ve tükenmişlik sendromuna veya bunalıma girmesine neden oluyor.
Tüm bunların yanı sıra veterinerler de hayvan sahipleri kadar hayvanlara düşkün ve hassastır. Hayvanların acı çekmesi veya onların çeşitli sebeplerden dolayı iyileşememesi, onların da psikolojilerini etkiler. Bu sebeple duygusal tükenmeler, hayal kırıklıkları ve geçici veya kalıcı depresyonların etkisi altında kalabilirler ve böylece intihar, kaçınılmaz bir hâl alabilir.