Havaalanında X-ray cihazından geçmeye hazırlanırken bir sesin yükselişi duyulur: “Lütfen tablet veya bilgisayar gibi elektronik eşyalarınızı çantanızdan çıkartın!” Bunu neden her seferinde istedikleri hakkında hiç tahmin yürütmüş müydünüz?
Belki de akla gelen ilk tahmin olan, X ışınlarının elektronik cihazlara zarar vereceği fikrine kapıldınız. Fakat hayır, X ışınları elektronik cihazlara bir zarar vermiyor. Durum, bundan çok daha farklı.
Öncelikle, X ışınları hakkında ufak bir bilgi sahibi olduktan sonra bilgisayar veya tablet gibi elektronik cihazlarınızı, X-ray cihazından geçmeden önce neden çıkarmanız gerektiğine bakalım.
Nedir bu “X ışınları”?
X ışınları, çok daha kısa bir dalga boyuna ve çok daha yüksek bir frekansa sahip olmaları dışında, görünür ışığa benzer bir tür elektromanyetik radyasyondur. Tek bir X ışını parçacığı, sadece “bir fotondur” (radyo dalgaları gibi elektromanyetik radyasyonu içeren, ışığın temel birimi).
Fakat görünür ışığın bir fotonundan daha fazla enerjiye sahiptir. Bu artan enerji, X ışınlarının plastik, deri ve doku gibi nesnelerden geçmesine izin verir ancak kemiklerden veya meta maddelerden geçmek için yeterli değildir.
Eğer X ışınları maddelerin içinden geçebiliyorsa, bilgisayarımızı neden çantadan çıkarmamız gerekiyor?
X-ray görüntüsü, çantanın içinde ne olduğunu gösterirken bir dizüstü bilgisayarın ötesini görmesi zor olabilir. Mesela bilgisayarıın pili çok büyük ve yoğun gelebilir.
Böylece, pil gibi yoğun maddelerin altına silah, patlayıcı cihaz, bıçak veya uyuşturucu gibi kaçak mallar gizlenebilir ve X-ray cihazından geçerken laptopunuz bu maddeler için perde görevi görebilir.
Kısacası, havaalanında alınan bir dizi güvenlik önlemi prosedürlerinden biri de budur. Muhtemelen, şimdiye kadar olası pek çok vakanın önüne bu şekilde geçildi.
1989 tarihli bir vakadan önce böyle bir prosedür yoktu.
Pan Am Flight 103 uçuşunun 1989’da Lockerbie, İskoçya üzerinde bombalanmasına kadar, kimse el bagajındaki elektronik cihazları pek fazla umursamıyordu. O uçağı yok eden ve 270 kişiyi öldüren bombanın bir elektronik cihazın içine gizlendiği ortaya çıktı.
Bu olaydan sonra, kabinde elektronik cihazların yasaklanmasını düşünüldü ancak bunun yerine elektronik cihazların X-ray’den çok daha dikkatli bir şekilde geçirilmesine karar verildi. Sonuç olarak, tarama kontrol noktalarında elektronik cihazların çıkarılması istendi.
Başlangıçta bu uygulama, yolcuların güvenlik kontrol noktalarında bilgisayarlarını unutmaları nedeniyle kayıp eşya raporlarında çarpıcı bir artışa yol açtı. Ancak artık herkes tarafından bilinen ve rutine bağlanmış bir prosedür hâline geldi.