Osmanlı Devleti’nin “muhteşem” zamanlarında sadrazam olan Rüstem Paşa’nın Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan ile yaptığı izdivaç, onun bir nevi “şansına” yoruluyor.
Üstelik bu şans, öyle sıradan bir şeyle gelen şanslardan değil. Gömleğinde bulunan bir bitin kendisini sadrazam yaparak devletin de kaderini etkilediği düşünülüyordu.
Dönemin şairlerinin şiirlerine bile sirayet eden bu olayın aslı astarı bakın neymiş!
Mihrimah Sultan’ın talipleri arasında en çok konuşulan isimlerden biri de Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa’ydı.
Ancak hiç kimse Arnavut doğumlu devşirme bir paşayı Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah’a yakıştırmıyordu. Evlenmemeleri için de Rüstem Paşa hakkında çeşitli dedikodular yayılmaya başladı. Rivayetlere göre, Rüstem Paşa’nın cüzzam hastası olduğu söylenmişti.
O dönemde cüzzam, deri ve sinirleri etkileyen, çaresi bulunmayan ve halk arasında bulaşıcı olduğuna inanılan beter bir hastalıktı. Bu hastalık, özellikle ellerde ve yüzde ciddi yaralara yol açar, etlerin çürüyüp dökülmesine neden olurdu.
Ancak bu söylentiler uzun sürmedi.
Zira ortaya çıkan bu dedikoduları yok etmenin tek ve basit bir yolu vardı. Rüstem Paşa’nın cüzzam hastası olup olmadığını anlamak için Sultan Süleyman, bir hekimbaşını Diyarbakır’a gönderdi. Hekimbaşı, Rüstem Paşa’nın vücudunda bit ve pire gibi parazitlerin yaşayıp yaşamadığını kontrol ederek hastalığı teşhis edebileceğini önermişti. Çünkü cüzzam hastalarında bit görülmezdi.
Çamaşırları incelendikten sonra Rüstem Paşa’nın elbiselerinde bit bulunmuştu. Bu bit, Paşa’nın cüzzam hastası olmadığını kanıtladı ve bu durum da bir ömür “Kehle-i Ikbal” yani “Bitin Şansı Getirdiği Paşa” olarak anılmasına sebep oldu.
1539’da Mihrimah Sultan ile evlenen Rüstem Paşa, vezir-i âzâmlığa yükseldi.
Osmanlı devlet adamlarının arasında en güçlülerinden biri olan Rüstem Paşa’nın, Sultan’ın oğlu Şehzade Mustafa’ya karşı doldurulmasında da büyük etkileri olmuştu. Aynı zamanda Paşa, devlet düzeninde zamanla önemli değişiklikler gerçekleştirmişti. Fakat bu değişiklikler, rüşvetin artmasına sebep olarak devletin çöküş sürecini de hızlandırdı.
Rüstem Paşa, bu nedenle “Ebvab-i Rüsvet Fatihi” yani “Rüsvet Kapısını Fetheden” olarak da anılmaya başlandı. Bugün birçok tarihçiye göre Osmanlı Devleti’nin kaderi, Şehzade Mustafa öldürülmeseydi daha farklı ve aydınlık olabilirdi. İşte bu yüzden Rüstem Paşa’nın Mihrimah Sultan ile evliliği, bu kaderin büyük bir parçası olmuştu.