Hz. İsa’nın aktardığı bir hikâyeye dayanan “İyi Samiriyeli” örneği, ihtiyacı olanlara yardım etmek için eylemde bulunan bir kişiyi anlatmak için kullanılır. Bu örnekten yola çıkılarak insanların yardım etme güdüsüyle ilgili 1973 yılında çok ilginç sonuçlar doğuran bir deney yapıldı.
1973 senesinde Princeton İlahiyat Semineri’nde yapılan çalışmada amaç, “kendini değil etrafındakileri düşünen” özgecil davranışların arkasındaki sebepleri araştırmak amacıyla bir deney yürütmekti.
Deneyin detaylarını aktarmadan önce Hz. İsa’nın anlattığı “İyi Samiriyeli”nin ne anlama geldiğini daha iyi anlamak için örneğe özetle bir bakalım.
“İyi Samiriyeli” örneğinde ne anlatılır?
“Bir Yahudi, Yeruşalim’den Eriha’ya yolculuğa çıkmıştı. Fakat yolda soyuldu, dövüldü ve ölüme terk edildi. Yolcuyla aynı milletten olan önce Yahudi bir kâhin ve daha sonra da Yahudi bir din adamı bu yaralı yolcunun yanından yardım etmeden geçip gitti.”
“Son olarak başka milletten olan bir adam geldi. O bir Samiriyeliydi. Adam, yolcuya acıdı ve yardım etti. Yaralı adamı bir hana götürdü ve gece boyunca onunla ilgilendi. Ertesi gün ona bakması için hancıya para verdi ve daha fazla harcama yaparsa döndüğünde ödeyeceğini söyledi.”
Hz. İsa bu örnekle, iyi bir komşu olmak için başkalarının geçmişine ya da milliyetine bakmadan merhamet ederek yardımlaşmak gerektiğini anlatıyordu.
“İyi Samiriyeli”den yola çıkarak yürütülen deneyde test edilmek istenen 3 hipotez vardı:
-
Aceleci davranan insanların yardım etme olasılıkları daha düşüktür.
-
Din ve daha yüksek ilkeleri gözeten insanlar yardım etme eyleminde daha fazla eğilimli değillerdir.
- Öznel çıkarları için dindar olan insanlar, gerçekten dindar insanlara kıyasla daha az yardımseverdir.
Denekler, ilahiyat fakültesi öğrencileri arasından seçildi.
Princeton Üniversitesinden John Darley ve Daniel Batson’ın öncülüğünde yürütülen deneyde, katılımcılar bazı dini konularda vaaz dinlediler. Bu vaazların arasından elbette “İyi Samiriyeli” örneği de vardı. Vaaz sonunda denekler dinleri hakkında kişilik anketi doldurdular ve sahte deneysel prosedür başladı.
Sahte deneyler başlangıçta bir binada gerçekleştirildi ve bir süre sonra deneklere bir binadan diğerine geçmeleri söylendi. Geçtikleri binada yapmaları gereken görevler vardı. Bu görevlerden biri ruhban okulu işleri hakkında bir konuşma hazırlamak, diğeri ise “İyi Samiriyeli”‘nin öyküsü hakkında bir konuşma hazırlamaktı.
Yardıma muhtaç birine yardım edenlerin sayısı hayret vericiydi.
İki bina arasında yaralanmış ve yardıma ihtiyacı olan bir insan kılığında aktör bulunuyordu. Test edilen ilk değişken deneklerden talep edilen aciliyet seviyesiydi. Bazılarından acele etmemeleri istenirken bazılarından hızlı olmaları istendi.
“Fazla aciliyet” durumunda olan öğrencilerin sadece %10’u zor durumdaki adama yardım etmek için durmuştu. “Orta dereceli aciliyet” durumlarında öğrencilerin %45’i, acelesi olmayan öğrencilerin ise %63’ü mağdura yardım etmişti.
“Zaman baskısı” her şeyden üstün geldi.
Katılımcıya verilen görev, yardım etme davranışı üzerinde herhangi bir etki göstermedi. Bununla birlikte, deneklere söylenen aciliyet miktarının yardım etme davranışı üzerinde büyük bir etkisi oldu. Ayrıca, katılımcının dini inançları ile yardım etme davranışı arasında bir ilişki bulunamadı.
“İyi Samiriyeli” üzerine konuşacak kişi bile durup yardım etmedi.
Araştırmacılar bu durumu: “Acelesi olmayan bir kişi, durup zorda kalmış birine yardım ederken acelesi olan bir kişinin durmaması muhtemeldir. İronik olan ise acelesi olan kişinin İyi Samiriyeli örneği hakkında konuşmak için acele ediyor olsa bile durmama ihtimalidir. “İyi Samiriyeli”yi düşünmek, yardıma muhtaç kişiye yardım etme davranışını artırmadı. Aksine acelesi olması ona yardım etme ihtimalini azalttı.” olarak açıkladı.