Bir yere giderken bitmek bilmeyen yolun dönüşünde yine aynı uzun yolu çekeceğimizi düşünürken durum hiç de böyle olmaz. Sanki aynı yolu kestirmeden gitmişiz gibi bir his yaratır. Bu duruma gerçekten sebep olan şey nedir?
Dönüş yolculuklarının daha kısa olduğunu hissedenler olarak yalnız değiliz. Hatta bu durum, literatürde “dönüş yolculuğu etkisi” (return trip effect)” olarak yer alıyor.
Tabii ki bu etki her durum için geçerli değil. Örneğin acil bir telefon aldığımızda tüm odağımızı bir yere gitmeye verirsek dönüş yolu daha kısa hissettirebilir. Aynı şekilde, rutin olarak gittiğimiz yerlerde “dönüş yolculuğu etkisi”ni hissetmeyebiliriz.
2011 yılında yapılan deney, konuya bazı açıklamalar getirdi.
Niels Van de Ven ve çalışma arkadaşları, 2011 senesinde “dönüş yolculuğu etkisi” üzerine birkaç deney gerçekleştirdi.
Deneylerden birinde, bisikletçilerden belli bir yol gitmeleri, dönüş yolunda ise başlangıç noktasına farklı yollardan dönmeleri istendi. Kontrol grubundaki bisikletçiler, gittikleri yolu aynı şekilde dönerken diğerleri farklı rotalardan başlangıç noktasına ulaştı.
Deneyin sonucunda, aynı uzunluktaki farklı rotalardan giden bisikletçilerin süre tahminleri arasında çok az bir fark bulundu.
Bu durum, beklentilerimizle ilgili olabilir.
Niels Van de Ven ve çalışma arkadaşları, bu durumu gidiş yolculuklarının beklentimizden daha uzun sürdüğü varsayımına dayanarak açıklıyor. Yani, gidiş yolu beklediğimizden daha uzun sürünce dönüş yolunun da uzun süreceğini düşünüyoruz. Bu beklentinin sonucunda dönüş yolculuğu bize daha kısa geliyor.
Rutin olarak yaptığımız yolculuklarda (işe gitmek, markete gitmek, aile ziyareti yapmak) ise beklentilerimiz daha gerçekçi oluyor ve “dönüş yolculuğu etkisi”ni pek fazla hissetmiyoruz.
Çalışmayı yapan Roy ve arkadaşlarının varsayımlarından biri, “zaman alaka düzeyi” üzerine.
Roy’un aktardığına göre, bir iş için belirli bir zamanda bir yerde olmamız gerektiğinde oraya giderkenki zaman alaka düzeyimiz yüksektir. Bu nedenle süreyi ileriye dönük olarak daha uzun hissederiz.
Başlangıç noktamızdan geri dönerken zaman o kadar önemli değildir ve bu nedenle dikkatimiz etrafımızda olup bitenlerle başka bir yöne çevrilir ya da dağılır. Kısacası, herhangi bir yükümlülüğümüz olmadığında zaman alaka düzeyimiz düşüktür.
Bir başka varsayıma göre, gidiş yolunda “zaman genişlemesi” mümkün olabilir.
İlk defa tecrübe edilen durumda (bir yere ilk kez giderken), uyaranların bilinmedik olması sebebiyle zamanın akışı daha yavaşmış gibi gelebilir.
Bu açıklama, zaman algısına yönelik çalışmalar tarafından da desteklenir. Kısacası, gideceğimiz aşinalık kazanılan yolu zihnimiz bu aşinalıklar sayesinde daha kısa algılar.