Yaşadığımız yüzyılda teknoloji gerçekten de kontrol edilemez bir hızla gelişiyor. Ama asıl marifet bunu günlük hayata adapte edebilmekte. Avrupa ise bu konuda örnek alınabilecek birçok uygulamaya sahip.
Ekonomik sorunları bir nebze kenara itebilmiş, sosyal devlet anlayışının sağlam olduğu ülkelerde güncel teknoloji kullanılarak insanların hayatını kolaylaştırmak adına çalışmalar yürütülebiliyor.
Bizim için öyle olmasa da küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi sorunlar bazı ülkelerin ana gündemi. İşte Avrupa sokaklarında gördüğümüz, “Keşke bizde de olsa!” dediğimiz teknolojileri sizin için derledik:
1. Almanya, geri dönüşüm konusunda insanları nasıl motive edeceğini çok iyi biliyor: Pfandautomat
Geri dönüşüm ve atık üretimi konusunda dikkat çeken çalışmaları olan Almanya, şişe atıklarını geri dönüştürmede tüketicilerin motivasyonunu arttırma amaçlı pet şişe otomatlarına ev sahipliği yapıyor.
Genelde süpermarket zincirlerinde görebileceğiniz otomatlar ile alüminyum, plastik, cam şişe atıklarınızı otomata koyup karşılığında markette harcayabileceğiniz bir kupon ya da nakit para alabiliyorsunuz. Bu şekilde atık şişe toplayarak yaşamını sürdüren birçok insan olduğunu da eklemeden geçmeyelim.
Ne kadar para verdiğini merak edenler içinse makineye verdiğiniz geri dönüştürülebilir şişeler karşılığında alabileceğiniz para miktarları şu şekilde:
- Mineralli su (cam veya PET): 15 cent
- Meyve suyu veya alkolsüz içecek şişeleri: 15 cent
- 1.0 litrelik şarap şişeleri: 2 veya 3 cent
- Tek kullanımlık şişeler ve kutular: 25 cent
2. Sıcak yaz günlerinde ücretsiz güneş kremi dağıtım noktalarıyla Hollanda, çıtayı arşa çıkarıyor.
Güneş kremi üreticisi firma ile başlattığı uygulama ile cilt kanseri tehlikesine dikkat çeken Hollanda hükûmeti, “vatandaşlarının ve ziyaretçilerinin sağlığını önemsediğini” vurgulayarak yüzden fazla ücretsiz güneş kremi dağıtım noktasını bu yaz hizmete açtı.
Mesela bir hastane, bir sağlık sigortası şirketi ve birkaç belediyeyle el ele vererek 120 kadar ilkokula güneş kremi makinesi koydular. Böylece çocuklar güneşten korunabiliyor. Aynı uygulamanın birçok Avrupa ülkesinde de da başlatılması hedefleniyor.
3. Bu otomat, her ay yeni lens almak zorunda kalan pek çok kişinin hayatını kolaylaştırabiliyor.
Litvanya’nın Vilnius şehrinde merkezdeki otobüs istasyonunda bulunan otomattan göz numaranıza göre lensi seçip kolayca ödeme yapabiliyorsunuz. Aynı otomatlara Berlin’de de rastlamak mümkün.
4. Akıllı çöp kutuları hem zaman tasarrufu sağlıyor hem de geri dönüşüme destek veriyor.
Avrupa’nın bazı şehirlerinde, çöp kutuları adeta şehrin “akıllı” yardımcıları haline gelmiş. Bu özel çöp kutuları, içlerinde biriken çöpü otomatik olarak sıkıştırabiliyor. Yani daha fazla çöp alıyor ve sık sık dolup taşmıyor. Mesela, geleneksel bir çöp kutusuna 3 torba çöp sığarken, bu “akıllı” kutular belki 6-8 torba çöpü rahatça alabiliyor.
Bunun yanı sıra, bazıları kapasiteleri dolduğunda şehir görevlilerine mesaj gönderebiliyor. Böylece çöpçüler tam zamanında gelip kutuyu boşaltıyor. Hem insanlar çöp kutusunun etrafında dağlarca çöp görmeden temizleniyor hem de işçiler zaman kaybı yaşamıyor.
Henüz çok sık rastlandığını söyleyemesek de Barcelona, Paris, Londra gibi büyük şehirlerde ve sürdürülebilirlik konusuna ilgisiyle tanınan İskandinav ülkelerinde bu akıllı çöp kutularına rastlamak mümkün. Birçok farklı şehirde ise pilot bölgelerde proje test sürecinde.
5. Hollanda’da bulunan su altı bisiklet parkı
Amsterdam’daki su altı bisiklet parkına 7 bin bisiklet park edebiliyor. Üstelik ilk 24 saati ücretsiz. Bizde böyle bir şeyin mümkün olabilmesi için önce bisiklet kullanımının yaygınlaşması, yaygınlaşabilmesi için de bisiklet yollarının doğru bir şekilde yapılabilmesi gerekiyor tabii.
6. Ücretsiz temiz su noktaları, özellikle yaz aylarında hayat kurtarıyor.
Avrupa’da gezerken, özellikle büyük şehirlerde, sık sık musluk başında insanlarla karşılaşabilirsiniz. Hayır, bu insanlar orada el yıkamıyorlar; su içiyorlar! Avrupa’da birçok şehirde, insanların su şişelerini doldurabilecekleri veya sadece susuzluklarını giderebilecekleri ücretsiz su içme noktaları bulunuyor.
Bu noktalar, plastik atığını azaltmak ve turistlere ya da kendi halkına temiz suya erişim sağlamak amacıyla kurulmuş. Özellikle sıcak yaz günlerinde, bu su noktaları gerçekten hayat kurtarıcı olabiliyor.
Aslında ülkemizde de bazen tarihi bazen ise yeni yapılmış çeşmeleri görmek mümkün. Fakat maalesef ki bu uygulama, özellikle büyük şehirlerde Avrupa’da olduğu kadar yaygın bir uygulama değil.
BONUS: Türkiye’de görüp keşke ihtiyaç olunan tüm dünya ülkelerinde olsa dediğimiz mama otomatları.
İstanbul, Antalya, Balıkesir gibi şehirlerde rastlayabileceğimiz mama otomatı, bir başka adıyla mamamatik, tahmin edebileceğiniz üzere sahipsiz sokak hayvanlarını beslemek için geliştirilmiş. Bu otomatlar otomattan otomata değişmekle birlikte bazen cam, metal ya da plastik şişe karşılığında bazen ise para karşılığında size mama veriyor.
Özellikle çocuklara geri dönüşüm, hayvan sevgisi ve sorumluluk kazandırma amacıyla uygulamaya geçirilen bu güzel otomat projesi, sahipsiz sokak hayvanlarını sahipsiz bırakmıyor.
Özetle, Avrupa sokakları teknolojiden yeterince nasibini almış. Hâlâ da planlanma aşamasında olan, pilot noktalarda denenmeye başlanmış sayısız proje var. Umarım yakın zamanda ülkemizde de bu tarz projeleri daha sık görmeye başlarız.