Sanayi Devrimi’nin İngiltere’de başlamasının ardında yatan sebepler neler? Tarihsel şans mı yoksa derin kültürel ve ekonomik değişimlerin bir sonucu mu?
Sanayi Devrimi’nin İngiltere’de başladığını hepimiz biliyoruz. Ancak bu devrimin neden başka bir yerde değil de İngiltere’de başladığını hiç düşündünüz mü?
Bu sorunun cevabı oldukça karmaşık ve ilginç…
İlk önce Sanayi Devrimi’nin ne olduğuna bakalım.
Sanayi Devrimi, 1760’lar ile I. Dünya Savaşı arasındaki dönemde gerçekleşen büyük teknolojik, sosyoekonomik ve jeopolitik değişimlerle tanımlanır.
Bu süreçte toplum, tarım ve el işi ekonomisinden sanayi ve makine temelli üretime geçiş yapmıştır. Teknolojik yenilikler, yaşamın birçok yönünü ve çalışma şeklimizi tamamen değiştirmiştir.
Peki, neden İngiltere?
Tarihçiler, Sanayi Devrimi’nin neden İngiltere’de başladığına dair çeşitli teoriler öne sürmüşlerdir. Ancak belki de en ikna edici olanı, Türk-Amerikalı ekonomist Daron Acemoğlu ve İngiliz siyaset bilimci James A. Robinson tarafından “Why Nations Fail” adlı kitaplarında ileri sürülen argümandır.
Onlara göre Sanayi Devrimi’nin İngiltere’de başlaması tesadüf değil. Acemoğlu ve Robinson, İngiltere’nin Sanayi Devrimi’ne zemin hazırlayan koşullara ulaşmasının bir kısmının tarihsel şans, bir kısmının ise kültürel gelişim olduğunu savunuyor.
Roma’nın çöküşü, Kara Veba, Magna Carta’nın imzalanması, reformasyon sırasında Roma ile yaşanan kopuş ve Glorious Revolution gibi önemli tarihsel olayların başlangıçta küçük ama zamanla büyük etkiler yarattığını belirtirler.
Acemoğlu ve Robinson’a göre hukukun üstünlüğünün sağlanması, toplumda kapsayıcı kurumların geliştirilmesi, mülkiyet haklarının güçlendirilmesi, sosyal ve ekonomik kurumlarda yaratıcı yıkımın kabul edilmesi gibi unsurlar, Sanayi Devrimi’nin İngiltere’de başlamasını kaçınılmaz hâle getirdi.
Sanayi Devrimi’nin İngiltere’de başlamasında kapsayıcı kurumların geliştirilmesi çok önemli bir rol oynasa da tek başına yeterli değildi.
İngiliz tarım devrimi; yüksek verimli mahsullere geçiş, ürün rotasyonu ve ormanlık alanların temizlenmesi gibi yenilikler, yiyecek fazlası ve nüfus artışını mümkün kıldı. Nüfus artışı, iş arayan fazla iş gücüne yol açtı.
Bankaların daha kapsayıcı hâle gelmesi; kapitalin yalnızca aristokrasiye değil, tüccar ve girişimcilere de verilmesini sağladı.
Hukukun üstünlüğü ve mülkiyet haklarının güçlenmesi, büyük fabrikaların krediyle inşa edilmesini teşvik etti. Patent sisteminin yasal olarak bağlayıcı hâle gelmesi, yatırımcılar ve mucitler için güven yarattı.
İngiltere’nin zengin kömür, demir ve diğer kaynaklara sahip olması, Sanayi Devrimi’ni başlatmak için gereken koşulları sağladı. Kolonilerden gelen hazır ve zorunlu pazarlar, girişimciler ve yeni sanayiciler için ek teşvik sağladı.
Belki de İngiltere’nin tarihi, kıta Avrupası ile daha paralel bir şekilde ilerleseydi Sanayi Devrimi çok daha sonra gerçekleşebilir, başka bir yerde başlayabilir ya da hiç gerçekleşmeyebilirdi.