Popüler kültürdeki yeri nedeniyle dinozor denilince ilk akla gelen tür olan T-Rex, metrelerce yüksekliğinde bir etçil olduğu için hem hayranlık uyandırıyor hem de hafiften ürpermemize neden oluyor. T-Rex hakkındaki ilginç bilgileri duyduğunuzda ürpermenizin haklı bir nedeni olduğunu göreceksiniz.
Dinozorlar günümüzden milyonlarca yıl önce yaşadılar ve o dönem dünyanın tek sahibiydiler. Anlaşılır bir durum çünkü dinozorların büyük bir bölümü hayal edebileceğimizden bile çok daha büyük boyutlara sahiptiler, üstelik aralarında etçil olanlar vardı. Evet, konuyu T-Rex’e bağlayacağız çünkü T-Rex devasa boyutlara sahip etçil bir dinozor, üstelik son derece de zeki bir avcıydı.
Aslında hepimizin T-Rex hakkında az çok bilgisi var çünkü popüler kültürdeki tüm diziler, filmler, çizgi romanlar konu dinozorlar olduğu zaman bizi mutlaka bir T-Rex ile buluşturuyor. Tahminlere dayalı animasyonları bile bu kadar ürperticiyken kendisi kimbilir nasıl bir canlıydı merak ediyorsanız gelin T-Rex hakkında bazılarını ilk kez duyacağınız sıra dışı bilgilere yakından bakalım.
T-Rex hakkında bazılarını ilk kez duyacağınız sıra dışı bilgiler:
- T-Rex büyük ama en büyük değil.
- Öldürücü bir nefesi vardı.
- Dişi T-Rexlerin erkeklerden daha büyük olmasının önemli bir nedeni var.
- T-Rexler hızlı yaşar, genç ölürlerdi.
- Her zaman avlanmıyorlardı.
- T-Rex yavrusu küçük bir kuş yavrusu gibiydi.
- T-Rex düşündüğümüzden çok daha başarılı bir avcıydı.
- Tyrannosaurus Rex adı özenle seçildi.
- T-Rexler düşündüğümüzden çok daha zeki.
T-Rex büyük ama en büyük değil:
Tyrannosaurus Rex ya da hepimizin bildiği adıyla T-Rex’in kuyruğuyla birlikte uzunluğu 12 metre, yerden yüksekliği ise 4 metreydi. Ağırlığının ise 4 ile 8 ton arasında değiştiği tahmin ediliyor. Ancak bu akıl almaz boyutları ve ağırlığı onu yaşamış en büyük etçil dinozor yapmıyor. Güney Amerika bölgesinde yaşamış etçil bir dinozor olan Giganotosaurus’un uzunluğu 13 metreye, ağırlığı 14 tona ulaşabiliyordu. Dahası Afrika’da yaşamış etçil bir dinozor olan Spinosaurus’un uzunluğu 16 metreye, ağırlığı 7 tona ulaşabiliyordu. Bu üçlü çok güçlü.
Öldürücü bir nefesi vardı:
Bir T-Rex’in çok sık ve jilet keskinliğinde dişleri vardı. Çiğ et ile beslenen dinozorumuz elbette ağız temizliğine önem veremeyeceği için beslenme sırasında bu etlerin büyük bir bölümü diş aralarında birikirdi. Biriken ve zaman içinde çürüyen bu etler T-Rex’in ağzını tam bir bakteri yuvasına dönüştürür ve haliyle nefesini korkunç bir hale getirirdi. Daha da ilginç olan bu bakteriler T-Rex’in ısırığını zehirli hale getirirdi. Isırdığı ama yakalayamadığı bir av, kaptığı bakterin oluşturduğu enfeksiyonlar nedeniyle birkaç hafta içinde acı içinde ölebilirdi.
Dişi T-Rexlerin erkeklerden daha büyük olmasının önemli bir nedeni var:
Yapılan kazılarda bulunan T-Rex fosilleri incelendiği zaman dişi olanların erkeklere göre birkaç ton daha ağır oldukları ortaya çıktı. Bu ağırlık farkının en büyük nedeni kalça kemiği genişliğidir. Dişi T-Rexlerin kalçaları daha iyi twerk yapmak için değil, T-Rex boyutunda yumurtalar bıraktıkları için bu kadar genişti. Farklı bir teoriye göre ise tıpkı günümüzdeki aslanlar gibi belki de T-Rexlerin de erkekleri yatarken dişileri avlanıyordu.
T-Rexler hızlı yaşar, genç ölürlerdi:
Aslında bir fosil üzerinden canlının ne kadar yaşamış olduğunu anlamak zordur ancak T-Rex gibi popüler dinozorlar hakkındaki çalışmalar daha da detaylandırıldı ve ortalama 30 yıl bir ömre sahip oldukları görüldü. T-Rexler, besin zincirinin tepesinde oldukları kısa bir dönem dışında diğer yırtıcılar tarafından kolayca avlanabiliyorlardı. Ancak asıl ölüm nedenlerinin hastalık ya da yaşlılık gibi doğal nedenler olduğu tahmin ediliyor. 50 tonluk titanozorların 100 yıl yaşayabildiklerini düşünürsek T-Rexlerin ömrü epey kısaymış.
Her zaman avlanmıyorlardı:
Dinozorları beslenme şekillerine göre etçil, otçul, hepçil ve leşçi olarak sınıflandırmak mümkün. Hepimizin bildiği üzere T-Rex etçil bir avcıydı. Ancak leşçi olup olmadığı da her zaman bir tartışma konusu olmuştur. Elimizde kesin bulgular yok ancak dönemin şartlarını düşündüğümüz zaman sağda solda daha yeni ölmüş onlarca tonluk dinozorlar varken T-Rex bunlara burun kıvırıp da av peşinde koşmamıştır. Belki T-Rex tam bir leşçi değildi ama henüz ölmüş dinozorlardan da birkaç ısırık almaktan geri durmuyordu.
T-Rex yavrusu küçük bir kuş yavrusu gibiydi:
Tabii bildiğimiz kuşun birkaç ton daha ağırı. Artık genel kabul görmüş bir teoriye göre günümüzden milyonlarca yıl önce yaşamış dinozorlar evrilerek günümüzdeki kuşlar haline geldiler. Bu nedenle onlarca tonluk ağırlığa sahip bir dinozorun üzerinde bile küçük tüyler vardı. Bu tüyler büyük alanda küçük kalıyordu ancak yeni bir doğmuş bir T-Rex’te bu tüyler çok daha yoğun bir şekilde görünebilir. Bu nedenle de diyebiliriz ki bir T-Rex yavrusu, hayatının ilk döneminde tüylerle kaplı sevimli bir canlıydı.
T-Rex düşündüğümüzden çok daha başarılı bir avcıydı:
Şöyle bir düşündüğümüz zaman T-Rex gibi devasa bir yırtıcının kendisinden daha küçük canlıları masadan çerez toplarcasına, kolayca avladığını söyleyebiliriz. Fakat T-Rexlerin, özellikle aç kaldıkları zaman avlanmaları akıl alır gibi değildi. 9 metre uzunluğa ve 12 ton ağırlığa ulaşabilen bir Triceratops da bazen bir T-Rex’in avı olabiliyordu. Elbette bu devamlı yapılan bir av değildi ve devasa yetişkinler tercih edilmiyordu ama yeterince aç bir T-Rex, yavru bir Triceratops’un üzerine atlamaktan da çekinmiyordu.
T-Rex’in ne kadar güçlü bir avcı olduğunu görmek isteyen Stanford Üniversitesi’nde görevli bilim insanları bir timsah üzerinden kıyaslama çalışması yaptılar. Yapılan çalışma sonunda görüldü ki bir T-Rex’in çenesi yeri gelince 2 tondan fazla bir kuvvetle çiğneyebiliyordu. Yani bir T-Rex, bir dinozorun en sert bölgesi olan boynuzunu bile çıtır çıtır kemirebiliyordu. Bir insanın maksimum çene kuvvetinin 80 kilo olduğunu da hatırlatalım.
Tyrannosaurus Rex adı özenle seçildi:
Tabii dinozorlar yaşadıkları dönem herhangi bir adla anılmadıkları için bugün bildiğimiz isimleri sonraki çalışmalarda verildi. New York’ta bulunan dönemin Amerikan Doğa Tarihi Müzesi başkanı ve bir paleontolog olan Henry Fairfield Osborn, 1905 yılında bu fosili görür görmez ona Tyrannosaurus Rex adını verdi. Tyrannosaurus Antik Yunanca zorba kertenkele, Rex ise Latince kral anlamına geliyor. Yani T-Rex, dinozorların zorba kertenkele kralıdır. Daha iyi bir isim düşünülemezdi.
T-Rexler düşündüğümüzden çok daha zeki:
Yakın zamana kadar T-Rexlerin sadece avlanmayı bilen salak canlılar oldukları düşünülüyordu. Vanderbilt Üniversitesi’nde görevli sinirbilimci ve biyolog Suzana Herculano-Houzel’in Journal of Comparative Neurology dergisinde yayımlanan makalesine göre T-Rexlerin nöron sayısı, neredeyse modern primatlarla aynı düzeyde. Yani bir T-Rex gelişmiş bir problem çözme yeteneğine sahip olmasının yanı sıra kolaylıkla alet kullanabilirdi. Aynı dönemde yaşamıyor olduğumuza sevinmek için bir neden daha.
Dinozor denilince akla ilk gelen vahşi avcı T-Rex hakkında bazılarını ilk kez duyduğunuz sıra dışı bilgilerden bahsettik. Tamam T-Rex güzel ama Jurassic Park izlemiş her yiğidin gönlünde bir dinozor yatar. Favori dinozorunuzu yorumlarda paylaşabilirsiniz.