Türkiye’de sihirbazlık alanında yeri doldurulamayacak biri olan Zati Sungur, gerek sokak büyüleriyle gerek sahnedeki performansıyla herkesi etkisi altında bırakan biriydi. Kariyeri ise Atatürk’ün takdirine kadar uzanan bir serüveni içeriyordu.
Zamanının en büyük sihirbazlarından Zati Sungur’un bu başarısı ilkokul yıllarına kadar uzanıyordu ve hayatının sonuna kadar devam etmişti.
Gelin, “Sihirbazların Kralı” ünvanı alan, biz ismini çok duymasak da dünya çapında ünlü olan bu adamı daha yakından tanıyalım…
Zati Sungur’un sihirbazlığa olan ilgisi erken yaşta başlamıştı.
1898 yılında Bursa’da doğan Hasan Zati Sungur, henüz ilkokul yıllarında sihirbazlıkla ilgilenmeye başladı. O dönemlerde bu numaraları, sınıf arkadaşlarını şaşırtmak için kullanıyordu.
İlkokuldan sonra İstanbul’da Deniz Astsubay Makine Mektebi’ne giriş sınavını birincilikle kazandı ve sihirbazlık numaralarını sergilemeye o okulda da devam etti.
Daha sonra Almanya’ya gitti.
I. Dünya Savaşı döneminde denizaltı eğitimi almak amacıyla Almanya’ya gitti ve orada kaldı. Burada yaşarken sihirbazlık gösterilerini izlemeye gitti ve sihirbazlık numaraları hakkında yayınları oldu. Merakı, her geçen gün artıyordu, kendisi de gösteriler yapmaya başlamıştı.
Berlin’deki Wintergarten Tiyatrosu’nda yaptığı sihirbazlık gösterileri, başarı basamaklarındaki ilk adım olmuştu. Daha sonra başka ülkeleri de gezdi ve “Zati Bey” mahlasıyla tanınan bir sihirbaz hâline geldi.
Sokak büyüleri yaparak insanları gösterilerine çekiyordu.
Zahi Bey, bir sabah bankaya gitti ve 100 bin lira yatırdı. Birkaç saat sonra tekrar bankaya gelerek parasını çekmek istediğini söyledi. Çalışanlar, kasayı açtıktan sonra banknot yerine yırtık bir gazete olduğunu gördüler, kasaya para yerine gazete parçaları koymuşlardı! Zati Bey ise onları akşamki gösterisine davet etti.
Başka bir gün ise Muğla’nın en popüler dondurmacısına gidip bardakların kirli olduğunu söyleyerek yere atıp kırdı. Dondurmacı, kırılan bardakların ücretini nakit olarak aldı. Zati Bey, çevik bir hareketle bardakları hasar almamış bir şekilde tezgâha geri koydu. Dondurmacı, eline baktığında tuttuğu şeyin para değil gazete parçaları olduğunu gördü. Zati Bey, onları izleyen kalabalığa kendini tanıtıp gösterisine davet etti.
Sahne aldığı bir gösteriye Atatürk de katıldı.
1936’da Mustafa Kemal Atatürk, Zati Bey’in gösterisine hayran kaldı ve onu övgüye boğdu. Hatta övmekle kalmadı, ülkenin dört bir yanında gezerken belediye başkanları tarafından her türlü maddi manevi yolla desteklenmesi gerektiğini belirtti.
Zati Bey, Doğu Avrupa ve Orta Doğu’da da gösteriler yaptı ve buralarda çeşitli ödüller aldı. Çekoslovakya’da düzenlenen Sihir Kongresi’nde ise “Sihirbazların Kralı” ünvanına sahip oldu.
Meslekten emekli olunca stüdyo kurdu.
Zati Bey, 1966 senesinde sihirbazlık mesleğini bıraktı ve kendi icadı olan aletlerini sergileyeceği bir stüdyo kurdu. Sihirbazlık hakkında kitaplar da yazdı. 1984 yılında, 86 yaşındayken kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti.
O dünyadan göçüp gitmiş olsa da Sermet Erkin gibi Türk sihirbazlarının akıl hocası olarak sihirbazlık camiasında varlığını sürdürmeye devam etti.
