Dünyanın en zenginleri paralarını nerede tutuyor, hiç merak ettiniz mi? Çoğu insanın aklına hemen banka kasaları ya da İsviçre’deki gizli hesaplar gelir, ama aslında bu artık oldukça klişe. Cevap, Singapur’da, bulunan The Reserve adında devasa bir tesiste saklı.
Dünyanın finansal sistemleri zaman zaman sarsıntılara uğrarken, insanlar yatırımlarını güvence altına alacak sağlam çözümler arıyor.
Singapur’da, Changi İş Parkı’nın kalbinde inşa edilen The Reserve, tam da bu ihtiyaca yanıt veren bir yapı olarak öne çıkıyor.
Silver Bullion’ın CEO’su Gregor Gregersen tarafından hayata geçirilen bu devasa depo ve güvenlik tesisi, pek çok değerli varlığın saklanabileceği bir merkez olarak tasarlandı.
Bu merkezde, altın ve gümüş gibi değerli metallerden lüks saatlere, sanattan nadir endüstriyel metallere kadar pek çok değerli varlık saklanabiliyor.
Ancak The Reserve, sadece bir depo değil, Gregersen’in küresel finansal sistemin istikrarsızlığına karşı geliştirdiği güvenli bir liman olarak tanımlanıyor.
The Reserve’in hikâyesinin, Gregersen’in 2008 Küresel Finansal Krizi sırasında yaşadığı deneyimlerle başladığı söyleniyor.
O dönem Almanya’da bir bankada çalışan Gregersen’in, bankaların ve finansal sistemin ne kadar kırılgan olduğunu yakından görmesinin The Reserve’in temelini attığı belirtiliyor.
Bu sebeple, finansal kurumların büyük riskler alarak insanların yatırımlarını tehlikeye attığını fark eden Gregersen, bu sistemin dışında içsel olarak değerli ve güvenilir varlıklara yatırım yapmaya karar vererek 2009 yılında Singapur’da Silver Bullion’ı kurdu ve güvenli yatırım arayanlara fiziksel altın ve gümüş sağladı.
The Reserve isse büyüyen talepler doğrultusunda 2023 yılının sonlarına doğru kapılarını açacak şekilde hayata geçirildi.
Toplam 180.000 metrekare alana sahip olan bu yapı, dünya çapında en yüksek kapasiteye sahip altın ve gümüş kasalarından biri.
The Reserve, 15.000 ton değerli metal depolama kapasitesiyle yatırımcıların varlıklarını güvenli ve şeffaf bir ortamda saklamalarına olanak tanıyor.
Ek olarak, nadir endüstriyel metaller için de alan sunuyor ve sanayiler için kritik öneme sahip indiyum ve germanyum gibi değerli elementlerin de uzun vadeli tedarikini güvence altına alabiliyor.
The Reserve’in sunduğu hizmetler sadece değerli metallerle sınırlı değil. Tesis lüks saatler, sanat eserleri ve diğer kıymetli varlıkların depolanması için de özel alanlar sunuyor.
Örneğin, lüks saat koleksiyoncuları için vergisiz özel kasalar ve saatlerin bakım, kimlik doğrulama ve teminatlandırması gibi hizmetleri sağlayan The Xcess gibi hizmetler de sunuyor.
Başka bir deyişle Gregor Gregersen’in vizyonu, müşterilere sadece bir depo değil, aynı zamanda bir servet koruma merkezi sunmak.
The Reserve, güvenliği, şeffaflığı ve kullanıcı dostu hizmetleri ile sektörde devrim yaratmayı hedefliyor.
Ve tesis, sadece bir depo değil, aynı zamanda özel VIP salonları, toplantı odaları ve sanat müzayedeleri düzenleyebilecek etkinlik alanları ile yatırımcılar için sosyal bir merkez olmayı da amaçlıyor.
Sonuç olarak, The Reserve, Gregersen’in dünya finansal krizleriyle sarsılan bir sistemde güvenli liman arayanlar için sunduğu yenilikçi bir çözüm olarak zenginlerin yeni ilgi odağı olmuş durumda.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
