“Dünyayı Aydınlatan Özgürlük” olarak adlandırılan Özgürlük Heykeli’ne hepimiz aşinayızdır. 1886 yılında Fransa’nın bir armağanı olarak Amerika’nın kucakladığı bu heykelin içinde ne olabilir peki?
Fransa’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne uzanan bu yolculuk, okyanusun iki yakasını birleştiren bir dostluk köprüsü.
Peki bu heykelin içi pek de düşündüğünüz gibi değil, desek? Evet, doğru okudunuz. E ne varmış gelin beraber bakalım madem!
Özgürlük Heykeli, sağ elindeki meşale ve sol elindeki Bağımsızlık Bildirgesi tarihini taşıyan tablet ile özgürlüğün evrenselliğini vurguluyor.
Frédéric-Auguste Bartholdi’nin zekâsı ve Gustave Eiffel’in mühendislik dehası, Özgürlük Heykeli’ni sadece bir anıt değil aynı zamanda mühendislik harikası bir yapı hâline getirdi.
Demir iskelet ve bakır kaplama, rüzgârda esneyebilen bir yapı oluşturdu. Heykelin, parçalar hâlinde inşa edilmesi ve ardından Amerika’da yeniden bir araya getirilmesi, bu uluslararası proje için büyük bir planlama ve iş birliği gerektirdi.
Görünenin aksine Özgürlük Heykeli’nin bakırdan yapıldığını söylesek peki?
Hava ve yağmurun, metali yavaş yavaş oksitlemesi; 20 yılda yeşil renge dönüşmesine sebep olmuş. Heykel, parçalar hâlinde inşa edilmiş olması nedeniyle çok fazla planlama gerekmiş.
Heykelin yapımında Repoussé denilen bir yöntem kullanmışlar. Bu yöntem ise şöyle işliyor: Heykelin tam boyutlu alçı modelinden parçalar alıp hemen yanına ahşap bir kalıp inşa ediyorlardı. Daha sonra bu kalıplar, bakır parçalarını şekillendirmek için kullanılırdı.
Daha sonra heykelin bakır parçalarını desteklemek için bunun etrafına daha küçük destek kirişleri inşa edilmiş. Bu yapı, heykelin rüzgârda en tepede 12 santimetreye kadar sallanmasına izin veriyordu.
Tüm bunlar ilk olarak Paris, Fransa’da inşa edildi ve yapımı neredeyse 10 yıl sürdü. Daha sonra tamamlandığında 350 farklı parçaya ayrıldı ve Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderildi. Heykelin kaidenin üzerine yeniden monte edilmesi ise 4 ay daha sürdü.
Peki ya tam olarak bulunduğu yerde ne var?
Sadece 15 dakikalık bir feribot yolculuğuyla, bu muazzam anıta varabilirsiniz. 15 dönümlük küçük adada; ziyaretçileri karşılayan Flagpole Plaza, bilgilendirme merkezleri, kafe ve heykel hakkında bilgi edinebileceğiniz bir kitapçı bulunuyor.
2019 yılında kapılarını açan Özgürlük Heykeli Müzesi, adanın nispeten yeni incilerinden biri. Bu müzede, heykelin tarihine dair derinlemesine bilgiler ve nadir görülen parçalar sergileniyor.
Özgürlük Heykeli’nin temeli, bir zamanlar Fort Wood olarak bilinen eski bir askerî üssün üzerine kurulmuş. Şimdi ise bu tarihi yapı, heykelin yükseldiği kaideye ev sahipliği yapıyor.
Kaideye giriş biletiniz varsa gözlem güvertesine kadar her yere serbestçe gezebilir, adanın ve çevresinin panoramik manzaralarını gözlemleyebilirsiniz. Ancak heykelin taç bölümüne çıkmak istiyorsanız, haftalar öncesinden rezervasyon yaptırmanız gerek.
Aşağıdaki videoyu izleyerek içinde ne olduğunu daha net bir şekilde görebilirsiniz.
Videoyu izlemek sizi pek kesmediyse o zaman 360 derece tur ile heykeli karış karış gezebilirsiniz. Tura ulaşmak için buraya tıklayın.
Bu anıtın sunduğu derin tarih ve kültürel miras, onu sadece Amerika’nın değil dünyanın da en değerli hazinelerinden biri yapıyor. Peki ya siz heykelin ziyaret edebileceğini biliyor muydunuz? Yorumlarda bekliyoruz.