Jenkins’in Kulağı Savaşı, bir İngiliz kaptanın kulağının İspanyollar tarafından kesilmesiyle başlayarak Avrupa’da siyasi ve ekonomik dengeleri değiştiren bir olaya dönüştü.
Her savaşın bir ismi var. Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı… Hiçbirinin ismi tuhaf gelmiyor ve az çok savaşın neyle ilgili olduğunu anlatıyor değil mi?
Ancak İngiltere’de gerçekleşen bir savaş var ki, kulağa epey garip geliyor… “Jenkins’in Kulağı Savaşı”. Gerçekten de bir kulak yüzünden çıkan bu savaşa daha yakından bakalım.
İlk olarak, Jenkins kim?
Bahsedilen kulağın sahibi Robert Jenkins, “Rebecca” adlı gemiye binerek arama yapan bir İngilizdeniz kaptanıydı. Kulağı, 1731’de İspanyol sahil güvenlik görevlileri tarafından kesilmişti.
Bu olayın ülkede büyük bir etki yaratmasının üzerine Avam Kamarası, Jenkins’i çağırmıştı ve ne yaptığını sormuştu. Kaptan, şu şekilde cevap vermişti: “Ruhumu Tanrı’ya, davamı ülkeme emanet ettim.” Ayrıca Jenkins’in iddiasına göre gemiyi yağmalayıp akıntıya bırakmışlardı.
Jenkins’in kulağı, İngiliz gururunun bir simgesi hâline geldi.
İngiliz halkı bu meselenin üzerine İspanyollara bir ders vermeye karar verdi. 22 Ekim 1789’da İspanya ve İngiltere arasında “Jenkins’in Kulağı” adlı verilen bir savaş başladı. Savaş, 9 yıl sürdü.
1748’de Aachen Antlaşması ile savaş nihayet son buldu. Bu antlaşmada savaşın tarafları olan Büyük Britanya ve İspanya arasında ciddi toprak değişiklikleri olmasa da Avrupa’daki güç dengeleri değişti.
Sonuç olarak bir kesilmiş kulak; ekonomik ve siyasi dengeleri değiştirerek gelecekte meydana gelecek çatışmalar için zemin hazırladı.