“İnsanlığın tüm problemleri, bir odada tek başımıza sessizce oturamamamızdan kaynaklanır.” der Blaise Pascal. Pascal, insan doğasına farklı açılardan yaklaşıp ilginç fikirler üretmesiyle meşhur.
Blaise Pascal’a göre insanlar, var olmanın sessizliğinden korkar, sıkılmaktan çekinir ve sıkılmak yerine amaçsız aktivitelerde bulunmayı yeğler.
Bu da problemlerimizden kaçmamıza ve beynimizi kandırmamıza neden olur.
Bu düşünceye göre insanların en büyük problemi, yalnızlık sanatını öğrenememektir.
Günümüzde insanlığın en büyük özelliklerinden biri, iletişim kurmada zirve yapışımızdır. Teknolojik cihazlar sayesinde tüm gezegene anında ulaşabiliyor, herkesten haber alabiliyoruz. Globalleşme neticesinde insanlık birbirine daha da yakın. Bu durum her ne kadar olumlu olsa da, bazı negatif yanları da var. Nitekim artık herkese bağlıyız, ancak kendimizden kopuğuz.
Pascal’ın tek başımıza bir odada sessizce oturamamamıza yönelik tespiti, günümüzde bu teknolojik gelişmelerle açıklanabilir. Her an bir insana ulaşabilecekken, her an her şeyden haberdar olabilecekken; neden yalnız kalalım?
Cevap aslında yalnız kalmakla, yalnız hissetmek kavramlarının farklılığında yatıyor. Eğer yalnız kaldığınızda rahatsız oluyorsanız, bu kendinizi pek de tanımadığınız anlamına gelebilir. Bu nedenle zamanla yalnız kalmaktan daha da nefret eder, kendinizden giderek daha fazla uzaklaşırsınız.
Kendimizden uzak kalabilmek için teknolojiyi kullanıyor olmamız, bunun kendimizden gerçekten de uzak kalmamızı sağladığı anlamına gelmiyor. Beynimizi kandırmaya çalışıyoruz; ancak bilinçaltımızda bu sorunlar devam ediyor ve bir süre sonra psikolojik rahatsızlıklar olarak geri dönüyor.
Aslına bakılırsa her insan, öz farkındalığının yüksek olduğunu düşünüyor. Herkes ne hissettiğinden son derece emin, ne istediğini biliyor, problemlerini iyi analiz ediyor. Ancak gerçekte, işler hiç de öyle değil.
Böyle biri haline gelebilmek için, yalnız başınıza çok zaman geçirmeniz, kendinize çok zaman ayırmanız gerekiyor. Günümüz dünyasında bunu yapan insan sayısı oldukça az, kendi sesimizi duymamamızı sağlayacak pek çok cihaz ve uygulama mevcut.
Pascal’a göre insanlar olarak her birimiz, sıkılmama haline bağımlıyız. Sıkılmamamızı sağlayan her şeye bu nedenle sıkı sıkı sarılıyor, zamanla alışkanlık haline getiriyoruz. Hayatımız için zararlı olan her alışkanlık, kökenini sıkıntılarımızdan ve yalnızlığımızdan uzaklaştırmasından alıyor.
Öylece durup düşünmektense, bomboş da olsa bir şeyler yapmak istiyoruz. Böylece kendimizi tanıyabilecekken, boşa zaman öldürüyoruz.
Bu nedenle Pascal’a göre bizler, yalnızlığı benimsemeliyiz.
Yalnız başımıza daha çok vakit geçirmeli, hobilerimize ve iç sesimize odaklanmalıyız. Hayattaki yerimizi, amaçlarımızı, yeteneklerimizi sorgulamalıyız. Kendimizi tanıdıkça daha huzurlu, daha kararlı hale gelmemiz de mümkün olacak ve genel olarak hayata bakış açımız, hayli genişleyecek.
O yüzden ilk fırsatta kendinize biraz vakit ayırmayı ve düşüncelerinizle baş başa kalmayı deneyin…